Niye arttığından başlanmak lazım.
Yaklaşık onar yıllık periyotlarla şiddetli krizler etkiler demir çelik sektörünü ve hemen her kriz öncesi fiyatlar şişer, krizde düşer, sonra da yavaş yavaş bir sonraki krize kadar yükselişe geçer. Ne zaman ki bu artış artık hızlı bir tırmanış halini alır kriz kapıdadır demektir. “10x2” yıldan uzun iş hayatında olan herkes bunu deneyimlemiştir.
Fiyatı düşecek malı, hammaddeyi stoklamakla uzak durmak arasındaki mesafe giderek kısalır, hayati olduğu kadar ölümcül hale de gelir. Eğer aşırı stokla yakalanırsanız hammadde maliyetinden ucuza mamul satmak zorunda kalırsınız ki bu sektörde bu yüzden işlemeler kapanmıştır. Ama öte yandan hammaddeyi temin etmezseniz siparişleri karşılayamayacak ve yine dükkânı kapatacaksınızdır. Keskin bir kılıcın üzerinde yürümek gibi…
Acaba bu günlerde işte tam da orada mıyız? Oradaysak kılıcın kabzasına mı yoksa ucuna mı yakın duruyoruz?
Yoksa yoksa, bu defa tanık olduğumuz süreç o her tarihsel çevrimlerden biri değil mi? Olmayabilir mi? Yani artışlar -en azından bir kısmı- kalıcı olabilir mi?
Geri dönüşü olan etkiler
Belirttiğim gibi devinimsel krizlerin etkisi geçici ve arz talep dengesinin oturmasını sağlayan, serbest piyasanın doğası, bir enstrümanı. Neden buysa, ya da bu baskın olan neden ise fiyatlar düşer.
Pandeminin etkisi de geçici. En fazla bir yıl içinde küresel ekonomiyi etkileyen ülkelerde aşılama oranları eskiye dönüşü mümkün kılacak. Bu durumda pandeminin hem üretimdeki azalma hem de lojistikteki tıkanma üzerinde yaptığı tahribat sağaltılacaksa fiyatlar da geri gelecektir.
Peki kalıcı olabilecek ne var?
Küresel bir enflasyon tehdidi gören var mı? Buna bir neden?
Demir çelik sektöründe hammadde kıtlığının temel müsebbibi (Türkiye’yi bir yana koyarsak) esas olarak Çin. Avrupa’da ve Çin’de ham çelik üretimi artıyor ama demir cevheri üretimi aynı biçimde artmıyor ve belki de en önemlisi cevher stratejik bir meta olarak ekonomik savaşın bir silahı. Avusturalya Çin’e olan hammadde satışlını kısıtladı geçtiğimiz dönemde. Bunun Çin’deki fiyatlar üzerinde etkisi artış yönünde oldu hem de şiddetli. Şimdi Çin’de demir cevheri fiyatları düşüyor… Yani bu tür ticaret savaşları aradığımız dinamik olamaz, biri kazandıktan sonra fiyatlar geri gelmiştir.
Çin’in çelik ihracatındaki %13’lük vergi iadesini iptal etmesi hatta ihracata caydırıcı vergiler koyabilecek olması olasılığı peki kalıcı bir etki yapabilir mi? Fiyatlardaki Çin çıpası kurtuldu mu? Bunu anlamak için Çin hükümetinin neden böyle bir şey yaptığına bakmak gerekiyor.
Yeşil Çelik
Uzun yıllardır Avrupa green steel’e yatırım yapıyor. Benim çalıştığım İtalyan fabrika dünya sosyetesinin yuvası güzeller güzeli Como gölünün dibinde… Biden ile birlikte ABD’de küresel ısınmaya ilişkin inkârcı politika değişecek ve ABD kendine çeki düzen verecek ama bu da maliyetleri arttıracak. Peki Amerika bunu sığırlardan sonra dünyaya en çok emisyon yayan ekonomi olan Çin’i yanına almadan yapar mı?
Her ABD Başkanı, obeziteye sebep olan hamburger ve fast food tüketimini düşürmektense Çin ile savaşa girmeyi tercih eder!
Bugün olan bitenin büyük kısmı Çin’in çevreye duyarlı, (daha) düşük sera gazı salınımına sahip bir ekonomi haline getirilmesinde düğümleniyor, kanımca. Geçen seneden itibaren yüksek fırınları kapatan Çin hükümeti şimdi de küçük indüksiyon ocağı ile üretim yapan merdiven altı çelikhaneleri ıslah ediyor. Islah daha çok da kapatmak olarak tezahür ediyor. Bu aslında üretim düşünden çok fiyatları aşağıda tutan kesimin tasfiyesi olduğu için bir enflasyon yaratacak.
Şu an Doğu ile Batı’nın fiyatları birbirine yaklaşmış olsa da yakın dönemde demir çelik ürünlerinde Avrupa fiyatlarında bir düzeltme daha olacak ve yukarıya hareket devam edecek, aradaki fark yeniden pazarın kabul edebileceği kadar yükselene kadar.
Açıkçası son 6 aydaki artışların bir kısmının kalıcı olacağını düşünüyor ve yanılmayı diliyorum.