Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde Dr. Öğr. Üyesi olan Sinan Öncü, Boğaziçi Üniversitesi’nde 2019’da kurduğu Akıllı ve Otonom Mobilite Laboratuvarı’nda geleceğin araçları için çalışıyor. Yüksek lisans ve doktora düzeyinde yaklaşık 10 öğrencisinden oluşan ekibe liderlik eden Öncü; drone, robotik, yapay zekâ ve otonom araçlar teknolojisinden faydalanan yeni bir akıllı tarım projesi için de kolları sıvadı. Avrupa Birliği (AB) ve TÜBİTAK’tan destek alan projeyle tarım arazilerinde her bir bitkiye özel takip mümkün hale gelecek.
Hollanda Eindhoven Teknik Üniversitesi’ndeki doktora eğitiminin ardından Türkiye’ye dönen Dr. Öğr. Üyesi Sinan Öncü, otonom araç teknolojilerine tutkun bir bilim insanı. Bir dönem Türkiye’de dünya otomotiv sektörünün önde gelen şirketlerinden birinde çalışan ve 2019’da Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümü akademik kadrosuna katılan Öncü, kurduğu ve direktörlüğünü yürüttüğü Akıllı ve Otonom Mobilite Laboratuvarı’nda geleceğin araçlarını tasarlıyor. Sinan Öncü, bu alana uzun yıllardır tutku duyduğunu belirterek “Lisans eğitimimi İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği alanında tamamladım. Ardından mekatronikte aynı üniversitede yüksek lisans yaptım. Hollanda’da Eindhoven Üniversitesi’nde dinamik ve kontrol alanında doktoramı yapıp, Türkiye’ye döndüm. Burada bir dönem önde gelen bir otomotiv firmasında çalıştıktan sonra 2019’da Boğaziçi Üniversitesi’ne geldim. Uzun yıllardır otonom araç teknolojisi ilgimi çekiyor, bu teknolojiye tutku duyuyorum” dedi.
“Akıllı Tarımda Otonom Teknolojiler İçin Çalışıyoruz”
Dr. Öğr. Üyesi Sinan Öncü, otonom araç, robotik ve bulut gibi birçok yeni teknolojiden faydalanarak, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki Akıllı ve Otonom Mobilite Laboratuvarı’nda yeni bir proje için çalışmalara başladı. Bilim insanına göre ekim arazisindeki her bir bitkinin gelişim sürecini yakından takip etmeyi sağlaması hedeflenen proje, Türkiye’de akıllı tarım teknolojilerini ileri taşıma potansiyeline sahip. Saha odaklı çalışmalara önem verdiklerini belirten Öncü, projelerini şöyle anlattı:
“Boğaziçi Üniversitesi’nde 2019’da kurduğum ve şu an direktörlüğünü de yürüttüğüm Akıllı ve Otonom Mobilite Laboratuvarı’nda birisi işin temeline yönelik, diğeriyse saha odaklı iki proje üzerinde şu an çalışıyoruz. Sahaya odaklı projemizde üzüm bağlarına akıllı tarım teknolojilerini taşımak için mesai harcıyoruz. Bu projede yerde özel otonom robotlar, havada ise bu robotlarla sürekli etkileşim halinde dronelar olacak. Bu robotlar otonom araç teknolojisi, robotik, yapay zekâ ve bulut gibi birçok yeni teknolojiden faydalanarak bağı sürekli kontrol altında tutacak. Bu da bize her bir bitki için özel bir takip ve bakım imkânı sağlayacak. Otonom robotlar, bitkinin su ihtiyacı, gelişimi, ilaçlanma gereksinimleri gibi birçok açıdan durumunu takip edecek. Bunun için hem sahadaki robottan hem de havadan dronelerdan elde ettiği verileri kullanırken, bu verileri bulut teknolojisi sayesinde depolayacak ve gerektiğinde kullanacak. Bu sayede çiftçi de bağındaki her bir dalın durumunu bilebilecek ve ona göre müdahalede bulunacak. Proje, işin temel yönüyle epey yol aldı ve TÜBİTAK ve Avrupa Birliği tarafından da destekleniyor. En kısa zamanda gerekli donanımları elde ederek, sahada da denemelere başlamak istiyoruz. Diğer projemizse çoklu otonom araç teknolojilerinin temeline yönelik, teori odaklı. İşin arka planı da denebilir.”
“Otonom Değil, Etkileşimli Araçlar Sokaklarda Olacak”
Dr. Öğr. Üyesi Sinan Öncü, otonom araç teknolojilerinin 15-20 yıl içinde caddelerde yerini alacağını belirtiyor. Ancak bilim insanı, otonomdan ziyade birbiriyle sürekli etkileşim kurup, buna göre hareket eden araçların sokaklarda geleceği olduğu görüşünde.
“Sürücüsüz araç teknolojisi önümüzdeki 15-20 yılda caddelerde yerini alacak. Ancak bu araçların otonom olmasından ziyade, bir arada etkileşimli çalışmaları daha önemli. Yani sizin sürücüsüz aracınız, ilerdeki kavşakta karşınıza çıkabilecek diğer araçlarla etkileşim kurarak, iş birliği yapabilmeli. Bu olduğunda gerçek anlamda yürüyen bir sürücüsüz araç teknolojisi sokaklarda yerini alabilir. Bunun için nesnelerin interneti ve yapay zekâ gibi birçok teknolojinin de daha da gelişmesi gerekiyor. Yoksa kendi kendine giden, hiçbir araçla iletişim kuramayan sürücüsüz aracınız, trafik bakımından yeterince etkili olamaz. Şu anda İstanbul trafiğinde mevcut sürücüler zaten yeterince otonom ve trafiğin halini görüyoruz. Sürücüsüz araç teknolojisi bunun çok ötesine geçebilmeli.”
“İstanbul Bu İş İçin Harika Bir Şehir”
İstanbul’un birçok Avrupa şehrine göre otonom araç teknolojilerinin geliştirilmesi için daha etkili veri toplamaya imkân verdiğini belirten bilim insanı sözlerini “Hollanda’da sürücüsüz araçlar için veri toplarken, bazen hatalara ve ihlal durumlarına dair veriye de ihtiyacımız oluyordu. Böylelikle sistemi farklı durumlara karşı sınayabiliyorduk. Ancak ülke çok sakin ve sürücüler de büyük çoğunlukla kurallara uyuyor. Bu da işimizi güçleştiriyordu. İstanbul yoğun nüfuslu bir şehir ve sürücüler de zaman zaman kuralları hiçe sayabiliyor. Bu durum, otonom araç teknolojilerinin daha da geliştirilmesi amacıyla veri toplamak için bize büyük bir imkân veriyor. İnsan hatalarından çıkaracağımız sonuçlar, bu teknolojinin daha da hızlı ilerlemesini sağlayabilir. İstanbul bu nedenle bu iş için harika bir şehir” diye tamamladı.