CRI TÜRK Radyosu’nun “Çin’deki Türkler” programına konuk olan Nanjing Havacılık ve Uzay Üniversitesi doktora öğrencisi Tayfun Koçak, dünya rezervinin yüzde 73’üne sahip olduğumuz Bor madeni katkılı lityum pil üretme çalışmalarına başladığını belirterek” Konuyla ilgili olarak Çin hükümetine 1 milyon TL bütçeli bir proje sunduk” diyor.
Camdan temizlik malzemelerine, sağlıktan enerjiye kadar birçok alanda kullanılan Bor, şimdi de yeni bir alanda kullanılmak üzere karşımıza çıkıyor. Kerem Köfteoğlu’nun CRI TÜRK Radyosu’nda hazırlayıp sunduğu “Çin’deki Türkler: Doğudaki Tanıtım Elçilerimiz” programına katılan Nanjing Havacılık ve Uzay Üniversitesi doktora öğrencisi Tayfun Koçak, Bor katkılı lityum pil üzerindeki çalışmanın bitmek üzere olduğunu hatırlatarak “Proje üzerinde buradaki 75 kişilik pil araştırma grubunun yanı sıra, ODTÜ ve Eskişehir Teknik Üniversitesi ile iş birliği halindeyiz. Konuyla ilgili makaleyi yazmaya başladık, iki ay içinde yayınlanması için bilimsel dergilere göndereceğiz. Projeyle ilgili olarak Çin hükümetine 1 milyon liralık bir bütçe sunduk” dedi.
İki ülke arasında bilim elçisi gibi çalışan genç mucit Koçak, yakın zamanda Nanjing Havacılık ve Uzay Üniversitesi ile Eskişehir Teknik Üniversitesi arasında bir protokol imzalandığını belirtikten sonra şu bilgileri verdi: “İki üniversite arasındaki bilimsel çalışmalara daha önce başladık. Birlikte hazırladığımız makale dünya çapında bilimsel hakemli dergide yayınlandı. İki üniversite arasında beş yıllık yeni bir anlaşma imzalandı. Bundan sonra hem akademik ve hem de Bor katkılı lityum pil üretimi için karşılıklı teknoloji transferi konusunda ortak projeler geliştireceğiz. İş birliğini genişletmeyi de planlıyoruz.”
“Togg’da Yerlilik Oranını Artırabiliriz”
TOGG’un yapacağı elektrikli araçların pillerinin Çinli bir şirket tarafından üretileceğini bunun da “neden yüzde 100 yerli üretmiyoruz?’ sorularını gündeme getirdiğini anımsatan Koçak konuyla ilgili şunları söyledi: “Hali hazırda sadece Türkiye değil, dünyada elektrikli araç üretenlerin hepsi pili Çin’den alıyor. Çünkü Çin, dünyadaki pillerin yüzde 70’ini ürettiği gibi, hammaddenin de yüzde 85’ine sahip. Dolayısıyla bu aşamada yüzde 100 yerli pil mümkün değil. Lityum pilin içerisinde lityumun yanı sıra, başka elementler de var. Bu yüzden hem MTA hem de ülkemizdeki üniversiteler yerlilik oranını artıracak diğer elementler üzerinde araştırmalar yapmalı. Ayrıca Kuşak ve Yol Girişimi ile Çin’le başlayan ticari iş birliğimizi teknolojik alanlara da taşıyacak yeni adımlar atmalıyız.”
Kendisini “girişimci bilim insanı” olarak tanımlayan Tayfun Koçak, Türkiye ve Çin’de birer teknopark şirketi kurmayı planladığını vurguladıktan sonra hedef ve amacını şöyle özetledi: “Bu konuda hem Çin hem de Türkiye’deki bazı şirketlerle görüşmelerim devam ediyor. Bilim ve teknolojide en önemli konu bilim insanlarının bir araya gelmesi. Bu yüzden teknoloji-sanayi iş birliğinin bir adım ötesine geçerek bilim insanlarını bir araya getirecek bilim enstitüsü kurmak istiyorum. Bu enstitüde dünyanın çeşitli ülkelerinden 500 bilim insanını bir araya getireceğim. Bunlar birbiriyle bilgi alışverişi yapıp,
ortak projeler üretecekler. Çin’deki varlığım bana sadece bilgi anlamında değil, aynı zamanda üretim ve tasarım konusunda da ciddi katkı sağlıyor. Çin bilim ve teknolojiye önem veriyor. İnsan kaynağına ve Ar-Ge çalışmalarına yatırım yapıp bunun karşılığını alıyor. Doktora yaptığım üniversiteye son yıllarda 1 milyon dolarlık destek sağlandı. Çin’in bilgi ve teknolojiye verdiği önemi gördükten sonra, doktoramı bitirince de burada kalıp projelerime devam etmeye karar verdim.”