İSO, 37 Ülke Başkonsolosuna İş Dünyasının sorunlarını anlattı.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, 37 ülkenin başkonsolosu ile bir araya gelerek şunları dile getirdi “Malları serbest dolaşımı hakkına sahip sanayicilerimiz, AB ülkelerine iş seyahatlerinde çok yıllı ve çok girişli vizeyi asgari bürokrasiyle alabilmelidir. İş dünyasının beklentisi; AB’ye tam üyelik müzakere sürecinin tekrar ivme kazanması ve en kısa sürede tam üyelikle sonuçlanmasıdır. Türkiye, AB ve ABD arasındaki serbest ticaret anlaşmasının dışında kaldığı takdirde iki dev blokla ticaretini sürdürmekte sıkıntılarla karşılaşacaktır” dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetimi, İstanbul Konsoloslar Birliği ( Istanbul Consular CorpsICC) ilr bir araya gelerek ticari ve ekonomik iş birliklerinin arttırılmasına yönelik faaliyetleri görüştü. Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilcisi Büyükleri Kenan İpek’in katkılarıyla yapılan ve 37 ülke başkonsolosunun katıldığı toplantıya İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ev sahipliği yaptı.
AB üyeleri ile ABD2den Güney Kore’ye Çin’den Brezilya’ya pek çok ülke başkonsoloslarının yer aldığı toplantıda İSO Başkanı Erdal Bahçıvan , Türkiye Ekonomisi hakkında bilgiler verdi. Türk iş dünyasının ülke konsoloslukları ile yaşadığı sorunları aktardı. Türkiye’nin Cumhuriyetin 100. Yılını kutlayacağı 2023 yılında en önemli modernleşme projesinin AB üyeliği olduğunu hatırlatan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, bu özverili çabanın 50 yıldır devam ettiğini ancak AB tarafının yaklaşımının hayal kırıklığı yarattığını söyledi.
Türkiye, kamuoyunda ve iş dünyasında üyelik sürecine olan inancın zayıfladığına dikkat çeken Bahçıvan, “AB’nin gündeminde yer alan enerji arzı güvenliği, ortak savunma ve dış politika, istihdam piyasasının ihtiyaçları ve küresel ekonomide rekabet gücü artışı gibi konularda Türkiye AB’ye önemli katkı sağlayabilir. Türk iş dünyası olarak beklentimiz hangi dönem başkanlığında hangi başlığın açılacağının bir takvim dahilinde önceden belirlenerek tam üyelik müzakere sürecinin tekrar ivme kazanması ve en kısa sürede tam üyelikle sonuçlanmasıdır” dedi.
Serbestlik Kısıtlı
AB ve Gümrük Birliği’ne yönelik sorumluluklarını 18 yıldır başarıyla sürdüren Türkiye’nin sanayici ve iş adamlarının AB’ye girişte çok ağır vize şartlarına maruz kalmakta. Bahçıvan “ Bu durum taraflar arasında ticaretin, yatırımların ve genel olarak ikili ilişkilerin gelişmesinde büyük engel teşkil etmekte. Dış ticaretimizin yarısına yakınını gerçekleştirdiğimiz AB ülkelerinde mallarımız serbest dolaşımda olabiliyorken iş adamlarımızın hareketinin kısıtlanması Gümrük Birliği çerçevesinde kabul edilemez bir engeldir. Türkiye, AB üyeliğine aday olup vize muafiyeti olmayan tek ülkedir. Türkiye2nin imzaladığı Geri Kabul Anlaşması’nı ve 16 Aralık 20132te imzalanan vize kolaylığı mutabakatını memnuniyet verici buluyoruz. Çoğunlukla AB ülkelerine seyahat eden sanayicilerimiz bu geçiş döneminde öncelik verilmeli ve özellikle iş seyahatlerinde çok yıllı ve çok girişli vizeyi asgari bürokrasiyle alabilmedir” şeklinde konuştu.
Türkiye Transatlantik Dışında Kalırsa
AB’ye tam üyelik yolunda kısa süreli bir geçiş dönemi olan Gümrük Birliği’nin 20. Yılına yaklaştığını belirten Bahçıvan, üyeliğin gecikmesi nedei ile sorunlar yaşadığını da belirterek konuşmasına şöyle devam etti .
“Bu sorunların başında Serbest Ticaret Anlaşmaları gelmekte. Gümrük Birliği’nin STA’ların olumsuz etkisini bertaraf edecek şekilde revize edilmesini destekliyoruz. Yakında dünyanın en büyük serbest ticaret alanını oluşturması beklenen AB ile ABD arasındaki ‘Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’, dünya ekonomisinin yüzde 40’ını, dünya ticaretinin 3’te 1’ini oluşturan iki ekonomi arasında, mal ve hizmet ticaretinin artırılmasının yanı sıra, standartların uyumlaştırılması, yatırım ve ticaretin önündeki engellerin kaldırılması gibi düzenlemelerin yapılmasını hedefliyor. Türkiye, bu antlaşmanın dışında kaldığı takdirde iki dev blokla ticaretini sürdürmekte sıkıntılarla karşılaşılacaktır.”
Konuşmasında Türkiye’nin küresel bir aktör olarak gücüne de vurgu yapan Bahçıvan, “Türkiye büyüyen ekonomisinin yanı sıra, iletişim altyapısı, ulaştırma ağlarındaki gelişimi, turizm altyapısı ile de ön planda. Yatırımcılara sunduğu en önemli avantajlardan birisi de coğrafi konumu. Sadece dört saatlik bir uçuşla 56 ülkeye ve toplamda 23 trilyon dolar büyüklüğünde bir pazara ulaşım imkanı tanıyor” dedi. İstanbul Konsoloslar Birliği Yürütme Kurulu Başkanı ve Slovakya Başkonsolosu Jozef Sestak da İSO’ya teşekkür ederek kurumlar arasındaki iş birliğini geleceğe yönelik verimli hale getirmeyi hedefliyoruz “dedi.