2015 yılında çelik boru sektörü, 2014 yılı üretim seviyesini korumuş olup yaklaşık 4.2 milyon ton üretim gerçekleştirilmiştir. Bazı ihraç pazarlarımızda daralma olmakla birlikte yurt içinde TANAP Projesi için kısmen boru teslimatının yapılmış olması, üretimin aynı seviyede kalmasında etkili olmuştur. 2015 yılında ihracatımız bir önceki yıla göre %3.49’luk azalma ile 1.76 milyon ton olarak gerçekleşmiştir.
Türkiye’nin çelik boru ihracatındaki önemli pazarlar; Avrupa Birliği ülkeleri, ABD ve Ortadoğu ülkeleri olmuştur. 2015 yılında Türkiye çelik boru sektörünün ihracatında miktar bazında liderliği 307 bin 680 ton ile Irak üstlenirken, bu ülkeyi 288 bin 380 ton ile ABD ve 207 bin 819 ton ile İngiltere izlemiştir. Irak’a ihracatımız aynı seviyede kalırken ABD’ye olan ihracatımızda %12.85’lik bir azalma meydana gelmiştir. ABD tarafından 2014 yılında ülkemiz menşeli “hat boruları” için ve 2015 yılında ise “dikdörtgen kesitli, kalın duvarlı, karbon kaynaklı çelik tüp ve borular” için açılmış olan anti-damping ve telafi edici vergi soruşturmaları, ABD’ye olan ihracatımızın azalmasında etkili olmuştur.
Çelik boru üretiminde kullanılan hammadde temininde yaşanan sıkıntılar halen devam etmektedir. Üretimde kullanılan yassı çelik ürünlerinin yaklaşık %60’lık bölümü yurt içindeki yassı çelik üreticilerinden, kalan kısmı ise ithalat yoluyla temin edilmektedir. İç pazardan uygun koşullarda sağlayamadığı hammaddeyi temin için yurt dışına yönelen çelik boru üreticileri, ithalatta uygulanan %9 oranındaki gümrük vergisi nedeniyle yurt dışından uygun maliyetle hammadde temin etmekte zorlanmaktadır. Sektörün iç piyasada ve ihracat pazarlarında rekabetini sürdürebilmesi, maliyet içerisinde önemli bir paya sahip olan hammaddenin uygun koşullarda temin edilmesiyle mümkün olabilmektedir. Türk çelik boru üreticilerinin ihtiyaçları olan hammaddeyi dünyadaki rakiplerine göre daha yüksek fiyatlarla temin etmesi, sektörün rekabet gücünü azaltmaktadır. Yassı çelik ithalatında uygulanmakta olan %9 oranındaki gümrük vergisine ek olarak Çin, Japonya, Rusya ve Slovakya menşeli sıcak haddelenmiş yassı çelik ithalatına geçici anti-damping vergisi uygulanmaya başlamıştır. Dampingli ithalata karşı bir önlem alınmış olduğundan %9 oranındaki gümrük vergisinin artık kaldırılması gerekmektedir. Nitekim, aramızda Gümrük Birliği olan Avrupa Birliği’nin uygulaması da bu yöndedir. Avrupa Birliği tarafından üçüncü ülkelerden yapılan sıcak haddelenmiş yassı çelik ithalatına gümrük vergisi uygulanmamaktadır.
Son zamanlarda bazı Belediyeler ve ilgili Kamu Kurumları tarafından isale hatlarında çelik boru yerine alternatif boru çeşitlerinin kullanıldığını görmekteyiz. Ancak, çelik borular yerine kullanılan alternatif boru çeşitlerinin uzun yıllar dayanıklılığı henüz kanıtlanmamıştır.
2011 yılında CTP (Cam Elyaf Takviyeli Polyester) borular kullanılarak yapılan Bodrum Yarımadası İçme Suyu İsale Hattı’ndave yine 2009 yılında CTP borular kullanılarak yapılan Bolu İçme Suyu Ana İsale Hattı’nda sık sık meydana gelen patlamalar önemli miktarlarda su kaybına yol açmış, can ve mal güvenliğini tehdit etmiştir. CTP boruların bağlantısı manşonlar ve contalar ile yapıldığından bu hatlar yüksek basınca ve yer hareketlerine karşı dayanıksız olmaktadır. Düktil boruların bağlantısı da benzer şekilde muf ve contalarla yapılmaktadır. Uygun malzeme seçiminin ne kadar önemli olduğunu gösteren bu iki isale hattında mevcut boruların çelik borularla değiştirilmesi yönünde kararlar alınmıştır. Türk çelik boruları, yurt dışında birçok su iletim ve enerji hatlarında kullanılmaktadır. Son olarak, Büyük İstanbul Projesi kapsamında İstanbul’a su getirecek olan Melen ve Yeşilçay projelerinde de ülkemizde üretilen çelik borular kullanılmaktadır.
Çapı 400 mm’nin üzerinde olan ve yüksek basınç gerektiren içme suyu ve sulama isale hatlarında Belediyeler ve ilgili Kamu Kurumlarınca çelik boruların tercih edilmesi, hem işletme güvenliği açısından hem de kamu kaynaklarının ekonomik ve verimli kullanılması açısından önem arz etmektedir.