Türkiye otomotiv tedarik sanayinin çatı kuruluşu Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), “Elektrikli Araçlar Günü” etkinlik serisinin ilkini gerçekleştirdi.
TAYSAD üyelerinin yoğun katılımıyla düzenlenen etkinlikte; otomotiv sektöründe yaşanan elektrifikasyon süreciyle birlikte bu süreçte kritik bir öneme sahip olan tedarik endüstrisindeki riskler ve fırsatlar mercek altına alındı. Etkinliği değerlendiren TAYSAD Başkanı Albert Saydam, “Akıllı, Çevreci, Sürdürülebilir Çözümler” sloganıyla çalışmalarına yön verdiklerini belirterek, “Tüm çalışmalarımızda, sektördeki teknolojik dönüşümü merkeze koyuyoruz ve bunu sadece anlatmakla kalmıyor, üyelerimizin bu yeni teknolojilere dokunmalarını ve incelemelerini sağlıyoruz. Böylece tüm üyelerimizin elektrifikasyon sürecini içselleştirmelerini istiyoruz” dedi.
Açılış konuşmasını yapan TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Berke Ercan da “Tedarik sanayi elektrifikasyon ve otonom konusunda hareketlenmez ise şu anda Türkiye’deki araç üreticilerinin ürettiği araçlardaki yaklaşık yüzde 70-80 aralığındaki yerli parça oranının yüzde 20’lere kadar düşme riski var. Bu çok ciddi bir sıkıntı” diye konuştu. Arsan Danışmanlık kurucu ortağı Yalçın Arsan ise “Artık bu süreç kalıcı global bir dönüşüm. Tedarik sanayi olarak; bu değişimi öngörüp, doğru bir şekilde hayata geçirmek için vaktimiz var. Yeter ki bu değişimi dikkate alalım” açıklamasını yaptı.
Türkiye’nin üretim ve ihracat alanındaki öncüsü otomotiv sektörüne büyük katkı sağlayan, 480’e yakın üyesiyle Türkiye otomotiv tedarik sanayinin tek temsilcisi olan Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), düzenlediği “Elektrikli Araçlar Günü” etkinliği ile dünya genelinde elektrifikasyon süreci kapsamında yaşanan gelişmeleri mercek altına aldı. Etkinliğe çok sayıda TAYSAD üyesi katıldı. Alanında uzman isimlerin konuşmacı olarak yer aldığı organizasyonda; dünya genelinde otomotiv sektöründe yaşanan elektrifikasyon sürecinin tedarik sektörüne yönelik yansımaları, bu durumun yarattığı riskler ve fırsatlar ele alındı. Etkinlik hakkında açıklamalarda bulunan TAYSAD Başkanı Albert Saydam da “Akıllı, Çevreci, Sürdürülebilir Çözümler” sloganıyla çalışmalarına yön verdiklerini belirterek, “Tüm çalışmalarımızda, sektördeki teknolojik dönüşümü merkeze koyuyoruz ve bunu sadece anlatmakla kalmıyor, üyelerimizin bu yeni teknolojilere dokunmalarını ve incelemelerini sağlıyoruz. Böylece tüm üyelerimizin elektrifikasyon sürecini içselleştirmelerini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Hem fırsatlar hem de büyük riskler var”
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Berke Ercan, “Elektrifikasyon sürecinin bir tsunami dalgası gibi uzaktan üzerimize geldiğini görüyorduk ama uzaklıktan ne hızla geldiğini kestirmek çok mümkün olmuyordu. Şu an görüyoruz ki elektrifikasyonun pazara girmesi, beklenenden daha hızlı gerçekleşecek” diye konuştu. Çok sayıda ülkenin bu konuda önemli kararlar aldığını, bu bağlamda da artık içten yanmalı motorlu araçların üretilmemesi konusunun sıklıkla gündeme geldiğini anlatan Ercan, “Bu noktada 2030 yılları konuşuluyor. Yani çok yakın bir gelecek. Otonom da bunun arkasından geliyor. Bu gelişmelerin ışığında aslında Türk otomotiv tedarik sanayi olarak önümüzde fırsatlar ve riskler var. Eğer tedarik sanayi elektrifikasyon ve otonom konusunda hareketlenmez ise şu anda Türkiye’deki araç üreticilerinin ürettiği araçlardaki yaklaşık yüzde 70-80 aralığındaki yerli parça oranının yüzde 20’lere kadar düşme riski var. Hem tedarik sanayi için hem de otomotiv ana sanayi için bu çok ciddi bir sıkıntı. Çünkü yanında tedarik sanayi olmayan bir ana sanayi düşünmek çok zor. O yüzden TAYSAD ve Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) çok yakın iş birliği içerisinde” dedi.
“Otomotiv ekosisteminin yeniden yapılanması lazım”
Arsan Danışmanlık kurucu ortağı Yalçın Arsan da elektrifikasyon sürecinin dünya genelindeki gelişimi ve bu durumun tedarik sanayiine etkileri konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Arsan, “Elektrifikasyon süreci sandığımızdan daha geniş bir alanı kapsıyor. Bu konu otomotivle sınırlı olmayan global bir dinamik. Belki biz son 10 yıldır bu konuyu tartışıyoruz ama neredeyse 100 yıllık bir geçmişi olan bu süreç aslında kalıcı bir dönüşüm. Tüm otomotiv ekosisteminin elektrikli araçları üretmek, dağıtmak, satmak ve hizmet vermek amaçlı olarak yeniden yapılanması lazım. Fabrikalar revize oluyor, Ar-Ge bütçelerinin harcandığı yerler değişiyor. Öncelikler değişiyor, sektörümüzdeki marka ve şirketlerin bu alana farklı bakış açıları geliştirdiğini görüyoruz. Bu büyük dönüşümün içeriğini iyi anlayan ve hazırlık yapan ülke ve markaların yakın gelecekte farklılaşarak rakiplerinden ayrıştığını göreceğiz” ifadelerini kullandı.
Batarya maliyetlerindeki düşüş!
Elektrikli araç maliyetinin en önemli öğesi olan batarya fiyatlarına da değinen Arsan, “Bu konudaki gelişimi yakından izleyen uzman ve akademisyenler, batarya fiyatının kilowatt-saat başına 100 dolar altına indiği an, elektrikli oto ile içten yanmalı motora sahip araçlar arasındaki maliyet makasının tamamen kapanmış olacağını, yani üretim maliyetlerinin eşitlenmiş olacağını varsayıyor. 2017’lerde 800 küsur dolarları konuşurken, bugün bu rakam 140 dolarlarda. Dolayısıyla bu konu çok hızlı ilerliyor ve geleneksel otomotiv üreticilerinin en yakından takip etmesi gereken metirk haline geldi. Bu eşik aşıldıktan sonra elektrikli otoya dönüş dramatik olarak hızlanacak” dedi.
“Bugün yapacağınız yatırımlar size yarını kazandıracak”
Ford Otosan Satınalma Genel Müdür Yardımcısı Murat Senir ise elektrikli araçlar konusunda dünya genelinde yaşanan gelişmelere değindi. Murat Senir, “Şu anda piyasayı domine eden elektrikli araç komponent tedarikçileri, 5-6 yıl önce ‘Fosil yakıtlar bitiyor, üretim odağımızı değiştirelim’ söylemiyle yatırımlarına başlayanlar. Olay aslında fırsatları görüp girişimci düşünce tarzıyla dönüşümü başlatmak. Belki bahsettiğim tedarikçiler dün dönüşüm için ciddi yatırımlar yaptılar ve bize uzun gelebilecek bir süre bu yatırımların geri dönmesi için beklediler ama bugün onun avantajını kullanıyorlar. OEM’lerin o teknolojiye, kapasiteye ve yetkinliğe ihtiyacı var. Sonuç itibarıyla bugün, içinde ciddi belirsizlikler barındıran bir geleceğe yatırım yaparak öz varlıklarınızın bir kısmını kaybettiğinizi düşünebilirsiniz ancak yarın mutlaka kazanırsınız. Bu, artık bir vizyon olmaktan çıktı, gerçek oldu. Değer yaratmaya, ekosistemimizi büyütmeye, dünyadaki yerimizi yukarıya doğru çekmeye devam etmeliyiz” ifadelerini kullandı.
“Elektrikli araçlar konusunda Ford Otosan ve Anadolu Isuzu ile çalışıyoruz”
TAYSAD üyelerine açıklamalarda bulunan TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Berke Ercan, “TAYSAD olarak elektrikli araçlar konusunda farklı bir davranış modeline giriştik. Ford Otosan ve Anadolu Isuzu ile çalışıyoruz. Elektrikli araçlar konusunda üyelerimizin katılımına açık olan bir anket hazırladık. Bu konuda çalışmaları olan üyelerimizin çalışmalarını aldık, onlarla görüştük. 42 üyemiz geri döndü. Şu an Ford Otosan ile elektrikli araç komponentleri, alt parçalar konusunda da neler yerlileştirilebilir, hangi üyelerimiz neler üretilebilir noktasında çalışmalar yürütüyoruz. TAYSAD böyle bir çalışmayı ilk defa yapıyor. Tabii ki belli bir noktaya kadar bu çalışmaların içerisinde yer alacağız. Ford Otosan zaten tedarikçilerle çalışmalarına devam ediyor, biz de bu sürece destek vermek adına konunun içindeyiz. Anadolu Isuzu ile de benzer bir çalışma yapıyoruz. Tüm üyelerimiz bu çalışmalara katılabilir” dedi.
Etkinlikte katılımcılar; MG, Suzuki, Altınay, Ford Otosan, Anadolu Isuzu ve Tragger’in getirdiği elektrikli araçları inceleme imkânı ve test sürüşü yapma fırsatı buldu. Ayrıca TAYSAD üyelerinden Altınay, CDMMobil, Sertplas ve Alkor da elektrikli araçlar için ürettiği parçalarla sergi alanında yer aldı.