Metal Dünyası

Çelik

Demir

Maden

Alüminyum

Döküm

E-Dergi SEKTÖRLER HABERLER ÜRÜN TANITIMLARI TEKNİK YAZILAR DOSYALAR RÖPORTAJLAR BAŞARI HİKAYELERİ UZMAN GÖRÜŞÜ YAZARLAR FUARLAR ETKİNLİKLER PROFİLLER Editörden Künye YAYIN KURULU ARŞİV ABONELİK KVKK İLETİŞİM
Ali Özgür Bozkurt
Ali Özgür Bozkurt
Ali-Ozgur.bozkurt@autoliv.com
Pandemi Sonrası İş Dünyasında Sessiz Çöküş: Süreçlerin Gücü

Pandemi yalnızca sağlık sistemlerini değil, iş dünyasını da derinden sarstı. Küresel ve yerel pek çok oyuncu, finansal ve operasyonel yapılarındaki zayıflıkları hiç olmadığı kadar net bir şekilde hissetti. Türkiye’de ise bu sarsıntı daha yakıcı bir hâl aldı; pek çok firma eski “güzel günlerine” bir türlü dönemedi. Daha da çarpıcı olan ise çözüm için ortaya konulan stratejik planların yetersiz kalması ya da beklenen etkiyi yaratamamasıydı. Birçok iş insanı ve çalışan eski günleri özlemle anarken; geleceğe dair belirsizlikler yorgunluk, korku, umutsuzluk ve moral bozukluğu gibi duygulara yol açıyor.

 

Bu durumu oluşturan olağanüstü birçok koşul var ve sorunu birkaç maddeyle özetlemek mümkün değil. Bahanelerin en kolay üretildiği dönemleri yaşıyoruz. Görüntüyü sadeleştirmek ve anlamak için etki alanımızdaki faktörler üzerine düşünmenin daha faydalı olacağı kanaatindeyim. Diğer konulara ise farklı yazılarda değinmek üzere şimdilik ara veriyorum.

 

Finansal ve operasyonel problemlerin temelinde, çoğu zaman şirket içindeki süreçlerin -bir nevi algoritmaların- eskimesi, işlevsizleşmesi ve verimsizleşmesi yatıyor. Hedeflerin net, ölçülebilir ya da ulaşılabilir olmaması; birçok çalışanın aynı işi yapması, değer yaratmayan işlerde fazla zaman harcanması, bazı çalışanların çok, bazılarının ise az çalışması gibi durumlar bu verimsizliklere örnek gösterilebilir. Kuruluşlarından bugüne şekillenen bu süreçler; yönetim, birimler ve çalışanlar tarafından üretilen veriyi etkin biçimde işleyemeyen firmalarda daha büyük sıkıntılara yol açıyor. Özellikle de kâr marjı düşük olan firmalarda… Yönetimlerin ve karar alıcıların veri işleme konusunu genellikle bilmediği, göz ardı ettiği ya da anlayamadığı da görülüyor.

 

Süreçler, alt süreçler ve bunların detayında yürütülen mikro süreçler; bilinmediği, göz ardı edildiği, hafife alındığı, kurgulanmadığı, üzerinde düşünülmediği ve analitik yaklaşılmadığı için koşullar zorlayıcı biçimde değiştiğinde beklenen sonuçları vermemeye başlıyor. Firmalar, büyüme ya da kârlılık gibi temel beklentilerini karşılayamaz hâle geliyor. Hangi problemin neye yol açtığı ve ne kadar maliyetli olduğu anlaşılamıyor. Enerji, yatırım ve insan kaynağı; kâğıt üzerinde etkisi büyük görülen başlıklara yönlendiriliyor. Ancak bu başlıklar eksik olduğu için yalnızca bu alanlara insan kaynağı yönlendirilince sonuç çoğunlukla başarısız oluyor. Nedeni ise anlaşılamıyor. Çözüm olarak da geçmişte olduğu gibi klasik; ama nedenselliği net olmayan reçeteler uygulanıyor: Yeni atamalar, işe alımlar, küçülme, işten çıkarmalar, kapanmalar… Bu yöntemler yalnızca firma sahiplerini ya da sermaye sahiplerini değil; beyaz ve mavi yakalı çalışanların hem gidenlerini hem kalanlarını, dolayısıyla ailelerini de etkiliyor. Dürüst olmak gerekirse, beyaz ve mavi yakalıları çok daha derinden etkilediğini söylemek yanlış olmaz.

 

Oysa sorunun kaynağı net ve çok daha derinlerde… Firmalar, kendi iç dinamiklerini tanımlayan verinin kalitesini, doğruluğunu, nasıl ölçüldüğünü ve nasıl analiz edildiğini yeterince önemsemiyor. Dolayısıyla oyunu değiştirecek süreçsel iyileştirmeleri yapamıyorlar.

 

“Bir gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenirse, geri kalanı da doğru gitmez.” Organizasyonel yapılar da böyle işler. Yapılan ilk hata genellikle fark edilmez; ancak zamanla tüm sisteme yayılır ve başarısızlık kaçınılmaz olur. Dahası, firma içindeki süreçlerin birbiriyle bağlantısı artıp sonuçta karmaşıklaştıkça (firmanın büyümesi olarak da okunabilir), sorunun kaynağını saptamak daha da güçleşir. Finansal göstergelerdeki bozulmalar, aslında ilk düğmenin yanlış iliklenmesinin doğrudan sonuçlarından biridir. Bir sürecin çıktısı, diğerinin girdisidir. Dolayısıyla süreçler birbirine zincir gibi bağlıdır. Süreçlerin sonucunda oluşan ve nihayet müşteriye sunulan ürün ya da hizmetin maliyeti, süresi ve kalitesi; bu süreçlerin kalitesi ve yönetimiyle doğru orantılıdır.

 

Firmalar, yapısal bozuklukları ve yıpranmaları düzeltmenin kolay ve etkili yollarını göz ardı ediyor. Sistemi temelden ele alıp onarmak yerine, hızlı hareket etmek adına günü kurtaran, palyatif ve geçici çözümlerle ilerlemeye çalışıyorlar. Oysa kalıcı ve sürdürülebilir başarı; güçlü sermaye, yatırımlar, yeni makineler, dijitalleşme ya da otomasyonla değil; sabırlı, derin analitik ve algoritmik düşünceyle, yetkin ve motive insan kaynağının oluşturduğu süreç mimarileriyle mümkün olabilir. En tepeden en alt seviyedeki çalışana kadar herkesin katkısı gerekir. Çünkü yetkinlik, pozisyona bağlı bir durum değildir. Bir temizlik görevlisinin iyi bir gözlemi de ciddi bir sorunu çözebilir. Yetkinliğin pozisyonla örtüşmesi, günümüzde başlı başına unutulan bir başarı ölçütüdür.

 

Örneğin ERP sistemleri, süreçsel bakış açısının veri tabanı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu sistemlerin ilk kuruluşunda gözden geçirilen kavramsal tasarım aşaması, firmanın geleceğini belirleyecek kadar kritiktir. İşte “ilk düğme” diye nitelendirebileceğimiz aşama da tam olarak burasıdır. Firmanın başlangıcından bugüne kadar oluşan DNA’sına (algoritmalarına) ve yarattığı verilere hâkim kişiler tarafından kurgulanan sistemlerin verimliliği çok daha yüksek olmaktadır.

 

Vizyon, insan kaynağı, planlama, yatırım, satın alma, üretim & kalite, lojistik, satış, AR-GE ve destek birimler başlıklarındaki tüm süreçlerin verilerini doğru şekilde ölçen firmalar; kontrol edilebilir, iyileştirilebilir ve sürdürülebilir (kâr üreten) hâle gelebiliyor. Problem tanımlamaları net ve kısa sürede yapılabiliyor; nihayetinde çözümlere daha kolay ulaşılıyor. Böylelikle her boyuttaki israf azaldığı için firma sağlıklı bir gelişim gösterebiliyor.

 

Şirketler, adil, şeffaf, hesap verebilir ve ölçülebilir sistemler kurmadığı sürece yalnızca çalışanlarını değil, uzun vadede kendi varlıklarını da riske atar. Her çalışan potansiyel bir fikir üreticisidir. Her öneri, büyük bir dönüşümün başlangıcı için bir kıvılcım olabilir. Ancak bu kıvılcımın tutuşabilmesi için önce o yanlış iliklenmiş düğmeleri çözmek, sonra yeniden ve doğru şekilde iliklemek gerekir. Çünkü kurumsal başarı yalnızca yönetim katının ya da patronların stratejileriyle değil; güçlü bir zihinsel altyapıyla, insan odaklı yaklaşımla ve ortak hedeflere dayanan kolektif bir yolculukla mümkün olabilir.

Paylaş Tweet Paylaş
94 kez okundu
SEKTÖREL HABERLER
Dijital Yaşam Korumasının Lideri ESET
Siber güvenlik alanında dünya lideri olan  ESET,  IDC MarketScape’de Dijital Yaşam Korumada “Lider” olarak seçildi.    IDC MarketScape’in değerlendirmesinde “ESET, güve DEVAMI...
Başarılı İşletmelerin Temelinde Güçlü Siber Güvenlik Yatırımları Var
Her yıl Ekim ayı boyunca kutlanan Siber Güvenlik Farkındalık Ayı, şirketlerin siber riskleri daha iyi anlaması, farkındalığı eyleme dönüştürmesi ve güvenliği önceliklendirmesi için önemli bir fırsat s DEVAMI...
Borçelik, “Bu İş Eşitlik İşi” ile TEGEP Öğrenme ve Gelişim Ödülleri’nde Sosyal Etki Ödülünü Kazandı
Borçelik’in, Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği (BUİKAD) ve Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB) iş birliğiyle yürüttüğü “Bu İş Eşitlik İşi” projesi, TEGEP Öğrenme ve DEVAMI...
2025’in Zirvesindeki Tehdit: SnakeStealer
Bilgi hırsızları, dijital dünyanın en kalıcı tehditlerden biri olmaya devam ediyor Oturum açma bilgileri, finansal veriler ve kripto para cüzdanları gibi hassas bilgileri hedef alan bu yazılımlar, sistemlere sessizce sızarak DEVAMI...
İş Teklifi Sahte Casusluk Gerçek
Siber güvenlik alanında dünya lideri olan ESET, Kuzey Kore ile bağlantılı Lazarus grubu çatısı altında takip ettiği Operation DreamJob kampanyasının yeni bir örneğini gözlemledi. Kampanyada, savunma sanayisinde faal DEVAMI...
MISAD Yönetim Kurulu Ve Üyeleri Genel Değerlendirme İçin Bir Araya Geldi
11 Ekim tarihinde Cemile sultan korusunda bir araya gelen Metal ısıl işlem sanayicileri derneği üyeleri kahvaltı eşliğinde dernek tüzüğü, BHTS’26 ve ekonomi ve sektör sorunları üzerinde görüşmeler DEVAMI...
Yapay Zekâ İle Büyüyen Yeni Tehdit: Grokking
Sosyal mühendislik siber suçluların dolandırıcılık için yoğun olarak kullandığı yöntemler içerisinde yer alıyor. Çoğunlukla kimlik avı e-postaları, mesajlar veya telefon aramaları yolu kullanılarak yapıla DEVAMI...
Makine Zirvesi 2025 “Rekabetçilik” Kavramını Masaya Yatırıyor
Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) tarafından, makine sektörünün küresel rekabetteki konumunu güçlendirmek ve geleceğe yönelik ortak politikalar oluşturmak hedefiyle düzenlenen Makine Zirvesi 20 DEVAMI...
Yılın İlk 9 Aylık Döneminde Üretim Yüzde 3, İhracat Yüzde 6 Büyüdü!
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) 2025 yılının ilk 9 aylık dönemine ilişkin verileri açıkladı. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3 artış gösteren toplam üretim 1 milyon 31 bin 527 adet olarak ger&cce DEVAMI...
Siber Güvenlik Olmadan Endüstri 4.0 Sürdürülebilir Değil
Günümüzde üretim tesisleri artık arızalı makineler nedeniyle değil, siber saldırılar nedeniyle duruyor. Fidye yazılımları ve veri ihlalleri, üretim hatlarını sekteye uğratıyor; tedarik zincirlerini zorluyor ve marka g DEVAMI...
En Çok Okunanlar Son Eklenenler
Döküm Demir / Çelik Otomotiv Sanayi
YAYIN AKIŞI
FACEBOOK
TWITTER
INSTAGRAM