Sümenaltı edemezler, halının altına da süpüremezler, sünger de çekemezler. Unutmazlar, hafızaları izin vermez. Bırakamazlar, vazgeçemezler, alışmışlar bir kere… Kurulmuş saat gibi çalışmaya. Pilleri tükenmez, enerjileri bitmez. Kimdir bunlar? Öbür yarımız. Durmadan çalışan, didinen, hilesiz, hurdasız ve samimi insanlar…
Bazan aşk, sevgi, bazen özlem, gurbet hasreti, hastalık, çocukları, annesi, babası, dayısı, halası ve hatta kardeşleri.. Sorumlulukları ve dertleri bir değil ki… Bazan parasızlık, bazan saygısızlık, aşağılama, çekememe, hakaretler yıldıramaz onları… Dert nedir ki zaten? Çocukken topumuz kayboldu diye ağlarken, şimdi kanserden ölen dayımıza üzülmüyor muyuz? Her yaşın, her başın derdi kendine göre… Yaradan sanki eşit dağıtmış dertleri kaldırma kapasitesine göre… Nasıl oluyor bu dersiniz? Adamın başına gelmedik kalmamış bakıyorsunuz hala nefes alıyor. İnsanın taşıyamayacağı yük yok ki.. Hani demiş ya Yaradan “Biz bu Kuran’ı bir dağa indirmiş olsaydık, parçalanıp dağıldığını görürdün” Heyhat o yük insanın omuzlarında şimdi.
Çalış çalış nereye kadar? Nereye kadar olacak, tabi ki mezara kadar… Doğru, dürüst, riyasız, gösterişsiz, heyecanlı, sabırlı, özverili bir çalışma… Kimin için olduğunun bir önemi yok. İşten değil, hayattan emekli olana kadar… İş biterse gönüllü çalışma başlar, Yeşilay, Tema, Ahbap…Boş mu kaldı bahçedeki güllerle ilgilenir. Yeter ki çalışmak istesin. Arı gibi, karınca gibi, koşmaktan çatlayan kısrak gibi…
Çalışmanın mesaisi olmaz, olamaz, olmamalı. Çünkü insan düşünen bir varlık. Dinlenirken bir köşede, uyurken bile insan beyni arka planda çalışmaya, çözüm üretmeye devam eder… Bir konuya odaklananların müthiş fikirlerle uyanması bu yüzdendir. Rüyalarda bile çalışmaya devam eder… İşte tam da bu yüzden üniversitelerin 7/24 açık olmamasına anlam veremiyorum. Bilim insanına ne zaman fikir geleceği belli olmaz ki, şaire ilham gelmesi gibi…
Pazartesi sendromu yoktur onların, hafta sonu sendromları vardır. Hafta içinden hafta sonu yapacakları işleri planlarlar…. Okumak, araştırmak, gelişmek, geliştirmek hep onların işidir. Bir günleri öbür günlerine eşit geçmez, mutlaka mesafe kat ederler. Çünkü iki günü eşit olan zarardadır, yerinde sayan geriye gidiyor demektir. Adeta hızla giden treninin içinde koşar gibidirler.
Köyde, kırda, bahçede, sahilde, tatilde çalışmayı bırakmazlar… Hobileri vardır onların, sanatla uğraşırlar. Ya bir çalgı çalar, ya şiir kaleme alır, ya güvercin besler, ya da kedilerini severler. Bulmaca çözer, satranç oynar, yürüyüş yaparlar. Gezmek, görmek çok öğretir insana… Kesin çok gezen bilir ama serseri mayın gibi değil… Gözleri mercek, beyni kaydeden kamera gibi olacak insanın.. Duyduğunu hatırlayacak, gördüğünü unutmayacak… Dinlemesini iyi bilecek insan karşısındakini…
Başkasının kopyası değildir onlar… Orijinal ve kendine has dokuları vardır. İki arkadaşı onun hakkında konuşsalar ortak nokta bulamazlar anlattıklarında. Çünkü herkes farklı bir yönüyle tanımıştır onu. Saklayamazlar düşünceleri hiç kimseden. Hemen de belli olur yüzlerinden hisleri. Gülünce gözlerinin içi güler, üzülünce hüzün çöker, sonra birkaç damla gözyaşı.
Gördüğünüz gibi bu hayatın içinde akıllı telefonun yeri yok. Sosyal medyanın da. Yapay zekaya ne hacet, zekanın aslı bizde zaten. Sonsuz bir aklımız ve sınırsız bir hayal gücümüz var bizim. Zaten sosyal varlıklarız ister istemez. Konuşmanın yerini mesaj tutar mı hiç? Aynı anda binlerce kişiye ulaşan otomatik mesaj ne işe yarar ki? Siz hiç mental aritmetik öğrenen bir çocuğun saz çalıp türkü söylerken aynı anda karşısından geçen dört basamaklı üç sayıyı topladığını ve sonucunu anında söyleyebildiğini görmediniz mi?
Diploma nedir ki? Bir şeyler üretmek için diplomaya ne gerek var. İnsan yeter ki bir konuya odaklanıversin. Neler çıkar ortaya bir bilseniz. İlkokul mezunu çok insan tanıdım derya deniz gibi. Adam makine çiziyor kara kalemle kağıda bir görmeniz lazım.
Rutinleri vardır onların, her gün, her akşam, yatmadan önce, sabah kalkınca, her hafta sonu, ayda bir, yılda bir…. Mutlaka yapmaları gereken alışkanlıkları vardır. Yatmadan önce kitap okumadan hayatta uyumazlar mesela…
İşte biz buyuz. Bize rastlamışsınızdır mutlaka bir yerlerde… Sevdiklerimizle gitmediğimiz bir tatil, onlarsız yenen bir yemek, gezi, piknik, eğlence tat vermez bize. İlla sevdiklerimizle olmalıyız. Kendimizden bir şeyler verince haz alırız biz. Yemekten çok yedirmek, gezmekten çok gezdirmek, uyumaktan çok uyutmak, çalıştırmaktan çok çalışma daha çok zevk verir bize. Bazen oturur seyrederiz sadece gizlice çabamızın sonucunu. Ve mutlu oluruz.
Yönetici, Ceo ve Firma Sahiplerinin Dikkatine Firmalarda yönetici, Ceo olarak çalışan ve firmanın sahibi olan kişilere Satış Temsilcileri hakkında bazı yönlendirmeler ya DEVAMI...
Piyasa uzmanı veya satışçı değilim. Biz köprünün karşı tarafında, terazinin öbür kefesindeyiz. Ancak satınalmacı olarak karşı kıyıda fiyatların nasıl oluştuğunu da ince DEVAMI...
Atalarımız “arayan bulur” demişler. Bugünlerde elaman bulmak ta, iş aramak ta, iş bulmak ta zor. Firmalar genel veya kendi yaptıkları işe özel beceriler istiyorlar. Ancak ç DEVAMI...
Çin aldı başını gidiyor. Avrupa durdu. Amerika macera ve eski konumuna ulaşma peşinde, içeriye oynuyor, sadece kendisi kazanma derdinde. Uzak Doğu’da yeni ülkeler yükseli DEVAMI...
Hayatta her şeyin kritik seviyesi vardır. Mesela biz satınalmacılar için aldığımız ürünlerin kritik stok seviyesi vardır. Buna emniyet stoğu da diyebiliriz. Eğer imalat yapıyorsak kul DEVAMI...
Aroma artık hayatımızın her alanında. Hem de doğala özdeş…. Aslında içinde meyve olmayan sular, tarçın olmayan kekler, ceviz olmayan tatlılar, peynir olmayan peynirler, i&cce DEVAMI...
SATINALMACI olarak bizim de kendimize göre yıllar içinde oluşmuş, yazılı olmayan kurallarımız vardır. Bizim alemde de RACONA TERS hareketlerle karşılaştığımız olur ama aşmasını biliriz EVE DEVAMI...
Proje bazlı çalışan firmaların ortak sorunudur finansman. İşi alabilmek ve rekabet edebilmek için en dip fiyatlar verilir. İşin başında verilen cüzi avansla zaten az karlı işi baş DEVAMI...
Fabrikalarda gördüğüm önemli bir eksiklik var. Aynı dili konuşamamak. Mühendisler, satış elemanları, satın alma uzmanları, idareciler, proje çizimcilerimiz ve ustalarım DEVAMI...
Unutmayın! Bu Dünya’ya boşuna gelmedik; her birimizin hayat tiyatrosunda bir rolümüz var. Kimimiz başrol oyuncusu, kimimiz yardımcı oyuncu veya figüran. Ama sonuçta he DEVAMI...
Endüstriyel fırınlar üreten bir firmada çalışan satın almacı olarak, fırınlarımızda kullanılan, satın almasını yaptığım ve kendi bünyemizde montaj edip ekipmanlarını içine DEVAMI...
Siber güvenlik alanında dünya lideri olan ESET, IDC MarketScape’de Dijital Yaşam Korumada “Lider” olarak seçildi. IDC MarketScape’in değerlendirmesinde “ESET, güve DEVAMI...
Her yıl Ekim ayı boyunca kutlanan Siber Güvenlik Farkındalık Ayı, şirketlerin siber riskleri daha iyi anlaması, farkındalığı eyleme dönüştürmesi ve güvenliği önceliklendirmesi için önemli bir fırsat s DEVAMI...
Borçelik’in, Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği (BUİKAD) ve Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB) iş birliğiyle yürüttüğü “Bu İş Eşitlik İşi” projesi, TEGEP Öğrenme ve DEVAMI...
Bilgi hırsızları, dijital dünyanın en kalıcı tehditlerden biri olmaya devam ediyor Oturum açma bilgileri, finansal veriler ve kripto para cüzdanları gibi hassas bilgileri hedef alan bu yazılımlar, sistemlere sessizce sızarak DEVAMI...
Siber güvenlik alanında dünya lideri olan ESET, Kuzey Kore ile bağlantılı Lazarus grubu çatısı altında takip ettiği Operation DreamJob kampanyasının yeni bir örneğini gözlemledi. Kampanyada, savunma sanayisinde faal DEVAMI...
11 Ekim tarihinde Cemile sultan korusunda bir araya gelen Metal ısıl işlem sanayicileri derneği üyeleri kahvaltı eşliğinde dernek tüzüğü, BHTS’26 ve ekonomi ve sektör sorunları üzerinde görüşmeler DEVAMI...
Sosyal mühendislik siber suçluların dolandırıcılık için yoğun olarak kullandığı yöntemler içerisinde yer alıyor. Çoğunlukla kimlik avı e-postaları, mesajlar veya telefon aramaları yolu kullanılarak yapıla DEVAMI...
Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) tarafından, makine sektörünün küresel rekabetteki konumunu güçlendirmek ve geleceğe yönelik ortak politikalar oluşturmak hedefiyle düzenlenen Makine Zirvesi 20 DEVAMI...
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) 2025 yılının ilk 9 aylık dönemine ilişkin verileri açıkladı. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3 artış gösteren toplam üretim 1 milyon 31 bin 527 adet olarak ger&cce DEVAMI...
Günümüzde üretim tesisleri artık arızalı makineler nedeniyle değil, siber saldırılar nedeniyle duruyor. Fidye yazılımları ve veri ihlalleri, üretim hatlarını sekteye uğratıyor; tedarik zincirlerini zorluyor ve marka g DEVAMI...


