Döküm sektörü, gümrüklerde ‘kullanılmış döküm modeli/ kalıbı ithalatı fiyatlamasında’ ağırlık üzerinden yapılan tarifelendirmenin, 1 Ocak 2015’ten önceki düzenlemeye göre yeniden revize edilmesini talep ediyor.
Otomotivden enerjiye, kimyadan tarım sektörüne kadar sanayinin bütün kolları için kritik bir yere sahip olan döküm sektörü, ihracatı artırmak adına kullanılmış döküm modeli/kalıbı ithalatı fiyatlamasında ağırlık üzerinden yapılan tarifelendirmenin, 1 Ocak 2015’ten önceki düzenleme olan ‘modelin fatura bedeli’ üzerinden yapılmasını talep ediyor. DÜNYA ve Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD) tarafında gerçekleştirilen yuvarlak masa toplantısına DÜNYA gazetesi yazarları Rüştü Bozkurt ve Vahap Munyar ile TÜDÖKSAD yönetim kurulu üyeleri katıldı. Gerçekleştirilen toplantıda ayrıca enerji maliyetlerindeki artışlar, kullanmış olan atık kumların farklı alanlarda değerlendirilmesi, COVID-19’un sektördeki iş hacmine etkileri, mavi ve beyaz yakalı personel istihdamı konusunda karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri ele alındı.
TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı Umur Denizci 1 tonluk bir kalıbın, içindeki sandıkla ve diğer koruyucu ürünlerle birlikte ağırlığının 5 ila 6 tonu bulduğuna dikkat çekerek, “Modellerle ilgili kalıplar yapısı gereği ağır olabiliyor. Bu ürünler sandıklara bağlı parçalar olarak geliyorlar ve bu ağırlığın döküm işlemi yapılan parçanın ağırlığı ile herhangi bir ilgisi yok. Bu kapsamda gümrükte kilogram başı 15 dolar gümrük vergisi ve KDV ödeniyor. Bu KDV’ler geri de alınabiliyor ancak bu durumun uzun sürmesi gibi bir süreç söz konusu” dedi. Gümrüklerden alınan kalıpların vergilendirme tarifesinin ikinci el eski makine ithalatı ile aynı olduğunu kaydeden Denizci, kalıp modellerin fatura bedeli üzerinden gümrükte tarifelendirilmesi gerektiğini söyledi.
“Alıcı şirket maliyete katlanmayıp başka bir ülkeye yönelebiliyor”
Türkiye’nin döküm sektöründe yıla göre Avrupa’da 2 ila 3 dünyada ise 10 ila 11’inci sırada yer aldığına dikkat çeken Denizci, “Birçok Avrupa firması, döküm alanında satın alma müdürünü Çin’e göndermiyor. Müşteri alternatif olarak Türkiye’ye geliyor fakat üretici tarafından hazırlanmış olan döküm modeli veya kalıbı Türkiye’ye geldiğinde ve üretici firmada gümrükte modelden bağımsız ortaya çıkan ağırlık üzerindeki maliyeti gelen firmaya yansıtmaya kalktığında alıcı şirket maliyete katlanmayıp başka bir ülkeye yönelebiliyor. Hem sektörün hem de Türkiye’deki ihracatının artırması konusunda ‘kullanılmış döküm modeli/kalıbı ithalatı fiyatlamasında’ yapılacak düzenlemeler son derece önemli” değerlendirmesinde bulundu. Diğer taraftan sektörün ihracat katma değerini artırmaya yönelik ciddi bir gayret içinde bulunduğunu, üretilen döküm malzemelerinin doğrudan montaj hattında kullanılabilecek şekilde işlenmiş olarak ihraç edildiğini, bu sayede sektör ihracatının 4 ila 5 milyar Euro civarına yükseldiğini kaydeden Denizci, “Ortalama’da kilogram başı ihracatımız 2,74 Euro dolayında” diye konuştu.
“Alternatif olarak Doğu Avrupa ülkelerine yönelik yapılan araştırmalar var”
Ardemir Döküm Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Acar, kalıp tedariki konusunda geçici ithalatta 6 aylık süreyi uzatma yoluna gidilmesinin doğru bir hamle olacağının altını çizerek şunları söyledi: “Sonuçta model bize ait değil. Müşteri bu modeli ne zaman isterse bizim bu ürünü müşteriye gönderme yükümlülüğümüz var. Burada sanki alım-satım yapmışız gibi bir durum oluşuyor. Gelen kalıp kullanılmış malzeme muamelesi gördüğü için fiyatlama konusunda ciddi sorunlar yaşıyoruz. Bu uygulamadan dolayı boş yere KDV ve fazladan gümrük vergisi ödüyoruz. Avrupa; bu alanda ülkemizdeki tedarik zincirindeki bu sıkıntıyı gördüğü için kendi içine dönmeye başladı. Dolayısıyla bu gidişin önüne geçmek istiyoruz.”
“Emanet sistemi geliştirilmeli”
Özgümüş Döküm Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Özgümüş, kullanılmış döküm modeli/kalıbı İthalatı konusunda farklı bir düzenleme yapılması gerektiğini öne sürerek şunları söyledi: “Sonuçta gelen kalıpları biz satın almıyoruz. Devlet burada belirli bir tarih koyarak ve gelen ürünlere emanet sistemi tarzında bir model oluşturarak bu ürünün ilgili ülkeye tekrara gönderilip gönderilmediğini denetleyecek bir sistemi devreye almalı. ”
“Atık kumlar asfalt yapımında kullanılabiliyor”
Ferro Döküm Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Efe, bu kumların sektör içinde geri kazanımla yeniden kullanıldığını fakat özelliğini kaybetmeleri sebebiyle belirli bir süre sonra artık kullanılamadığını kaydetti. Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD’de döküm işlemleri neticesinde oluşan atık kumların dolgu malzemesi, tarım toprağı, asfalt yapımı ve çimento imalatı gibi değişik alanlarda kullandığına işaret eden Efe, “Atık hale gelen ve tamamen doğal malzemeler olan silis kumu ve kömür tozu karışımı olan bu ürünü diğer ülkelerde olduğu gibi yeniden değerlendirme yöntemiyle ekonomiye geri kazandıramıyoruz. Bu atık, ikincil hammadde sınıfında dolgu malzemesi olarak karayollarında ve asfalt yapımında kullanılabiliyor” dedi. Yıllık bazda Türkiye’de 800900 bin ton civarında atık kum ortaya çıktığını dile getiren Efe, “Biz elde edilen atık kumlarla ilgili teknik bilgileri, yurt dışındaki uygulamaları ve standartları da Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza sunduk. Ancak bu ürünün tekrar kullanıma sokulamayacağı yönünde bir algı var, bununla savaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
İş kaybının yüzde 20 ila 30 civarında olacağı öngörülüyor
Demisaş Döküm Emaye Genel Müdür’ü Emre Giray, COVID-19 nedeniyle nisanda ciddi bir şok yaşadıklarını ifade ederek, yaptıkları rutin satışın sadece yüzde 15’lik kısmını gerçekleştirdiklerini belirtti. Mayısta iş hacimlerinin %40-50, haziranda ise %60-70 seviyelerine çıktığını anlatan Giray, “Gidişatta bu ay daha iyi olacağını öngörüyoruz. Diğer taraftan Türk metal döküm sektörü hem yurt içi hem de yurt dışından verilen siparişlerin %75’lik kısmında erteleme veya iptalle karşılaştı. Hastalık nedeniyle sektörel iş gücü kaybı yüzde 15 civarında oldu. Tesislerimizin üretime ara verme oranı ise %40 olarak gerçekleşti. Ağırlıklı orana baktığımızda pandemi sürecinde sektörde yüzde 48’lik bir iş kaybı söz konusu oldu. Yıllık kaybın ise %20 ila 30 arasında yer alacağını öngörüyoruz” dedi.
“Personel konusunda ciddi sorunlar var”
Erkunt Sanayi Genel Müdürü Dilek Gündüz de, sektörde personel temini konusunda ciddi sorunlar yaşadıklarına dikkat çekerek, “Organize sanayi bölgesindeki tesisimiz şehrin içerisinde, üniversitelere yakın olmamıza rağmen genç mühendisleri sektöre çekmekte zorlanıyoruz. Özellikle mavi yakalı personel temini konusunda ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Üstelik sektördeki ücret aralıklarının da diğer sektörlerden fazla olduğunu söyleyebilirim. Otomasyon sürecine gidildiği için sektörde kadınların da istihdam edildiğini görmek mümkün” şeklinde konuştu.
Beş yılda dünya döküm üretiminden aldığı pay yüzde 34 oranında arttı
TÜDÖKSAD Genel Sekreteri Koray Hatipoğlu 2013’ten 2018’e kadar Türk metal döküm sektörünün dünyada aldığı payın yüzde 1.5’ten yüzde 2’ye yükseldiğini ifade etti. Sektörün 2018’e göre 2019 yılında, üretim hacmi bakımından yüzde 2.6’lık büyüme kaydettiğini dile getiren Hatipoğlu, “Türkiye’de 900 civarında dökümhane var. Sektördeki üretimin yüzde 85’i, ihracatın ise yüzde 90’lık kısmı derneğimiz üyeleri tarafından gerçekleştiriliyor. Ayrıca Türkiye’nin globalde döküm imalatındaki üretim hacmini yüzde 34 oranında artırdığı görülüyor” bilgisini verdi. Demir gurubunda son yıllarda sabit bir gidişatın gözlemlendiğini anlatan Hatipoğlu, “Ancak demir dışı ürünlerde, başta alüminyum döküm olmak üzere otomobillerdeki hafifleme çalışmaları kapsamında uygun alüminyum alaşımlarının geliştirilmesiyle son yıllarda ciddi bir ivmelenme söz konusu” açıklamasını yaptı.