![]()
Isıl işlem sektöründe uzun yıllardır yöneticilik yapan, bugün MISAD Başkanlığı görevini yürüten Nuri Kızıltan ile sektörün yapısını, dernek çalışmalarını ve geleceğe dair stratejileri konuştuk.
Sayın Nuri Bey Türk metalürjisine emek veren birisi olarak bize kendinizi anlatır mısınız?
1984 Yılında ODTÜ Metalurji Mühendisliğinden mezun oldum. Aynı yıl Ankara HEMA Dişli fabrikasında Isıl İşlem Kalite Laboratuvarında Vardiya Mühendisi olarak çalışmaya başladım. Askerlik sonrası İstanbul’da Anadolu Grubu şirketlerinden Anadolu Motor da Isıl işlem ve Dökümhane Şefi olarak işe başladım. Aynı şirkette farklı görevlerde bulunduktan sonra Kalite ve Mühendislik Müdürü oldum. Burada toplamda 18 yıl görev yaptım. Daha sonra 2003 yılında ARPEK alüminyum enjeksiyon fabrikasının kuruluşundan itibaren 5 yıl süreyle Fabrika Müdürlüğü ve İcra Kurulu Üyeliği yaptım. 2008’den bu yana SARSILMAZ SİLAH A.Ş. de Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışmaktayım.
Uzun yıllar Türk sanayisine Isıl işlem hizmet veren birisi olarak MISAD oluşumu ve gelişimi ile ilgili bize bilgi verir misiniz?
Metal Isıl İşlem Sanayicileri Derneği (MISAD), uzun yıllar Türk sanayisine hizmet vermiş biri olarak benim açımdan oldukça kıymetli ve anlamlı bir oluşum. Türkiye’de ısıl işlem sektörü, birçok sanayi dalının temelini oluşturuyor. Otomotivden savunma sanayine, kalıpçılıktan havacılığa kadar pek çok alanda kaliteli ve güvenilir ısıl işlem hizmeti olmadan sürdürülebilir üretim mümkün değil. Bu bağlamda MISAD’ın kuruluşu ve gelişimi, sektöre hem bir çatı örgütü hem de bir vizyon kazandırmış durumda.
MISAD’ın Önemi ve Katkıları: Sektörel Temsiliyet: MISAD, ısıl işlem sektörünün ihtiyaçlarını, sorunlarını ve beklentilerini sanayi genelinde ve kamu nezdinde temsil eden bir yapı. Bu, sektörün daha görünür ve stratejik hale gelmesine olanak tanıyor.
Standartlaşma ve Kalite: Dernek, kalite standartlarının yükseltilmesi, belgelendirme süreçlerinin yaygınlaştırılması ve teknik eğitimlerin verilmesi açısından önemli bir rol oynuyor. Bu, hem hizmet kalitesini artırıyor hem de uluslararası rekabette Türk firmalarının elini güçlendiriyor.
Bilgi Paylaşımı ve Eğitim: Teknik bilgi birikiminin yayılması, genç mühendis ve teknisyenlerin sektöre kazandırılması için düzenlenen sempozyumlar ve teknik yayınlar oldukça değerli.
İş Birliği ve Dayanışma: Firmalar arası iletişimi ve iş birliğini teşvik ederek sektörel sinerji yaratıyor. Bu, özellikle kriz dönemlerinde sektörel dayanışmayı güçlendiriyor.
Ar-Ge ve Yenilikçilik: Isıl işlem teknolojilerinin gelişimi için üniversitelerle iş birliği ve yeni teknolojilerin takibi açısından da MISAD önemli bir platform.
Gelişim Süreci Açısından: MISAD’ın zaman içinde amatör ruhla başlayıp profesyonel bir yapıya kavuşması hem üyelerinin katkısı hem de sektörün büyümesiyle doğrudan ilişkili. Eğer bizim gibi uzun yıllar bu sektöre emek vermiş tecrübeli kişiler, bu oluşuma bilgi ve deneyimleriyle katkıda bulunursa hem geçmişin birikimi korunmuş olur hem de gelecek vizyonu daha sağlam inşa edilir.
![]()
Sonuç olarak; MISAD’ın varlığı ve gelişimi, yalnızca bir dernek değil, aynı zamanda Türk ısıl işlem sanayisinin kurumsallaşma ve güçlenme hikâyesidir. Bizim gibi sektörün içinden gelen isimlerin katkısı, bu hikâyeyi zenginleştirecek ve yön verecektir.
Yeni dönem MISAD yönetim kurulu başkanı ve ekibinizle birlikte planladığınız projeler hakkında bilgi verir misiniz?
Bu anlayışla, önümüzdeki dönemde üyelerimizi mümkün olan en çok sayıda ziyaret etmeyi, sorunları yerinde dinlemeyi ve MISAD’ı sadece bir yönetim kurulu masası değil, tüm üyelerin katılım sağladığı bir ortak akıl platformuna dönüştüreceğiz.
Bir diğer önceliğimiz ise eğitim. Bilginin ve deneyimin paylaşıldığı, gençlerin mesleğe kazandırıldığı bir sistem kurmak istiyoruz. Sadece teknik eğitimlerle değil, yönetimsel ve stratejik alanlarda da destek sağlayacak programlar planlıyoruz.
Bir diğer önemli gündemimiz de Sayın Koray Yavuz döneminde başlatılan kamu kurumlarıyla daha güçlü ve sürdürülebilir ilişkiler kurmak olacaktır. Özellikle Savunma Sanayii Başkanlığı gibi stratejik devlet makamlarıyla diyaloglarımızı artırarak, ısıl işlemin sanayideki yerini daha görünür kılmak ve sektörel farkındalığı yükseltmek en öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Bu kurumlarla geliştirilecek ilişkiler sayesinde, üyelerimiz için yeni iş birlikleri ve projelere zemin hazırlanabileceğine inanıyoruz.
Ayrıca, uzun yıllardır MISAD’ın uluslararası yüzü olan ve sektörümüzün vitrini niteliğindeki Boğaziçi Isıl İşlem Sempozyumu’nu (BHTS) daha güçlü bir içerikle, daha geniş bir katılımla hayata geçirmek istiyoruz. Bu organizasyonu sadece bir sempozyum değil, sektörel birlikteliğimizin ve dünya ile entegre vizyonumuzun simgesi olarak görüyoruz.
Hedefimiz, bu sempozyumu Almanya’da düzenlenen ve uzun süredir sektörün referans etkinliklerinden biri olan HK Kongresi’nin ötesine taşıyarak, Avrupa’nın en tercih edilen, en prestijli ısıl işlem sempozyumu haline getirmektir. Bu vizyonla, teknik içeriği zenginleştirmek, uluslararası katılımı artırmak ve sektörel iş birliklerine daha fazla zemin hazırlamak önceliklerimiz arasında olacaktır.
Global ekonomi krizin de sektörünüzle ilgili ne gibi önlemler ve ileriye dönük nasıl çözümler düşünüyorsunuz?
Küresel ekonomik kriz dönemlerinde ısıl işlem sektörü gibi enerji, teknoloji ve tedarik bağımlılığı yüksek alanlar. Hem kısa vadeli şoklardan hem de uzun vadeli yapısal sorunlardan ciddi şekil de etkilenecektir. Ancak kriz dönemleri aynı zamanda yeni yapılanma ve rekabet gücü kazandırmak için de fırsatlarda yaratabilir. Bunun için yapılması gereken önemli işleri şöyle sıralıya biliriz;
Kısa vadeli önlemler de en başta maliyet ve nakit yönetimi gelmektedir. Bunun için enerji tüketimi, iş gücü ve bakım onarım gibi ana maliyet kalemlerin de optimizasyona gitmek. Talep daralmalarında esnek üretime geçmek. Fırın doluluk planlaması da bu süreçte çok kritik hale geliyor.
Orta vade de ise sektör çeşitliliğini artırmak çok önemli örneğin otomotiv krizden en çok etkilenen bir sektördür. Bu sebeple savunma, enerji, havacılık ve raylı sistemleri gibi uzun vadeli taleplere sahip sektörlere özel çözümler üretmek gerekir.
Uzun vadede ise kriz sonrası yeni düzen için yeşil dönüşüm sürdürebilirlik gelecekte firmaların bizden isteyeceği karbon ayak izi ölçümleme ve raporlama sisteminin oluşturulması. Özel çeliklere yapılacak ısıl işlem parametrelerine yönelik AR-GE faaliyetleri yapmak. Kurumsallaşma ve ikinci kuşak geçişleri desteklenmeli özellikle aile şirketlerinde.
Bu bağlam da sonuç olarak küresel krizler artık döngüsel değil sistematik hale geliyor. Bu sürecin organizasyonu için MISAD gibi kurumların sektörel rehberliği üslenmesi gerekiyor.
Ülkemizin üç tarafında savaş varken sanayimiz nasıl bir durumda olur ve sizce nasıl bir önlem alınır?
Ülkemizin çevresinde (örneğin Ukrayna-Rusya savaşı, İsrail-Filistin çatışması, Suriye-Irak hattındaki istikrarsızlıklar, Doğu Akdeniz gerilimleri ve son olarak İran-İsrail roket savaşı vb.) yaşanan savaşlar ve çatışmalar, sanayi sektörü üzerinde doğrudan ve dolaylı birçok etki yaratır. Türkiye gibi hem coğrafi hem jeopolitik olarak kritik bir konumda yer alan bir ülke için bu etkiler ciddi sonuçlar doğurabilir.
Hammadde ve Tedarik Zinciri Aksamaları yaşarız
Enerji Fiyatlarında Dalgalanma
- Türkiye enerji ithalatçısı bir ülke. Savaş bölgeleri enerji koridorlarını etkilerse (örneğin Karadeniz’deki tanker akışı, İran’dan gelen doğalgaz vb.) elektrik ve doğalgaz fiyatları artar.
- Bu da enerji yoğun sektörleri (ısıl işlem, döküm, metal işleme vb.) doğrudan etkiler.
İhracat ve Lojistik Aksaklıklar
- Savaş bölgesine yapılan ihracatlar sekteye uğrar. Gümrükler kapanabilir, ulaşım rotaları değişebilir.
- Deniz yollarının güvenliği azaldığında navlun fiyatları artar (örneğin Kızıldeniz–Süveyş hattı gibi).
Yatırım ve Finansman Riskleri İnsan Kaynağı ve Göç Dalgası
Suriye, Afganistan, Ukrayna gibi ülkelerden gelen göçmen akışı iş gücü piyasasında dengesizlik yaratabilir. Nitelikli iş gücü açığı derinleşebilir.
SANAYİDE ALINABİLECEK ÖNLEMLER
Açıkçası alınacak önlemleri yukarda detaylı olarak krizlerde alınacak önlemlerin hemen hemen aynısı geçerlidir.
Sanayi-Devlet-MISAD İş Birliği programı geliştirebilir
- Savaş ve kriz dönemlerinde sektörlerin ne tür zararlar gördüğü istatistiksel olarak izlenmeli.
- MISAD gibi meslek örgütleri aracılığıyla devlete geri bildirim sağlanmalı, ortak kriz eylem planı geliştirilmeli.
Isıl işlem sektörünün Yıllık işlem kapasitesi nedir 2024 ve 2025 yılını değerlendirebilir misiniz?
- Türkiye’de ısıl işlem sektörünün 2024 ve 2025 yılları için net ve kamuya açık bir toplam yıllık işlem kapasitesi verisi bulunmamaktadır. Ancak sektörün genel kapasitesi ve eğilimlerine ilişkin bazı yaklaşık tahminler ve değerlendirmeler yapılabilir:
- Türkiye’de ısıl işlem sektörü; otomotiv, savunma sanayi, makine imalatı, havacılık ve kalıpçılık gibi birçok alana hizmet vermektedir.
- Sektörde özel ısıl işlem firmaları ile büyük sanayi kuruluşlarının kendi bünyelerindeki ısıl işlem tesisleri birlikte faaliyet göstermektedir.
- 2023 yılı itibarıyla sektörün yıllık ısıl işlem kapasitesi yaklaşık 350.000- 400.000 ton/yıl civarındaydı.
- 2024 yılında bu kapasitenin artan ihracat, savunma ve havacılık projeleri, otomotiv sektöründeki toparlanma ve modernizasyon yatırımları ile birlikte yaklaşık %5-10 artmış olabileceği tahmin ediliyor.
2024 Tahmini:
~380.000 - 440.000 ton/yıl
2025 Öngörüsü:
Sektörde hem kapasite artırımı hem de enerji verimliliği odaklı modernizasyon yatırımları planlanmaktadır. Bu doğrultuda 2025 yılında sektörün toplam kapasitesinin 400.000- 470.000 ton/yıl aralığında olması öngörülebilir.
Kapasiteyi etkileyen faktörler;
- Enerji maliyetleri: 2022-2023’te ciddi artışlar olmuştu, ancak 2024’te kısmi stabilizasyon görüldü.
- İhracat ve kur etkisi: Döviz kurlarındaki hareketlilik, ihracat yapan firmalar için kapasite kullanımını artırıcı etki yapmıştır.
- Savunma ve havacılık projeleri: TUSAŞ, ASELSAN, Roketsan gibi firmaların alt yüklenicileri kapasite kullanımını artırdı.
- Tedarik zinciri değişiklikleri: Avrupa’da bazı ısıl işlem tesislerinin kapanmasıyla Türkiye’ye yönelen talepler söz konusu.
![]()
Ülkemizde eğitim konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz. Sanayinin ihtiyacı olan ara eleman ve mühendis konusunda MISAD olarak bir planınız var mı?
Ülkemiz de son yıllarda açılan üniversiteler ve bu üniversitelerde öğretim görevlisi yetersizliği eğitim kalitesini düşürmüştür. Toplam üniversite sayısı yaklaşık 209 adettir. Bunun 30-35 in de Metalurji ve Malzeme Mühendisliği ve benzeri adlarla bölümler vardır. Bunların toplam kontenjan adetleri yaklaşık 2500-3000 kişi arasındadır.
Her yıl mezun olan öğrenci adedi yaklaşık 2000-2400 arasıdır. Mezun sayısı çok fazla, sektör istihdam sayısı düşük. Firmalar genellikle deneyimli mühendis talep ediyor. Üniversite de alınan dersler sektör taleplerini karşılamıyor.
Ara nitelikli eleman bulmak çok zor. Biz her 2 yılda bir yaptığımız Boğaziçi Isıl İşlem Sempozyumuna öğrenci kardeşlerime davet ederek kendi sektörümüzü tanıtmaya çalışıyoruz.
Isıl işlem sektörünün olduğu standartlar nelerdir? Fason ısıl işlem firmaları nelere dikkat etmeli?
Fason ısıl işlem firmalarının başarısı sadece teknik donanım, proses kontrolü, belgelendirme, personel eğitimi ve müşteri beklentilerine uyum ile doğrudan ilgilidir. İyi bir fason firma hem teknik kalite hem de belgelendirme disiplini ile öne çıkar. İş yaptığı sektörün gereksinimi olan tüm kalite belgelere sahip olmalıdır.
Uluslararası arenada Türk Isıl işlem sektörünün yeri nerede sizce nerede olmalıdır?
Türk Isıl İşlem sektörü, uluslararası arenada orta seviyede güçlü ama potansiyelinin altında bir konumda yer alıyor.
Tecrübeli iş gücü ve esnek üretim yapısı iç pazarda artın kalite talebine uyum sağlıyor. Bununla beraber uluslararası sertifikasyon ve standardizasyon konularında sınırlı sayıda firma rekabet ediyor.
Türkiye, ısıl işlemde şu an orta seviyede tedarikçi ülke konumunda ancak coğrafi konumu, sanayi altyapısı, gelişmekte olan savunma ve otomotiv sektörü ve genç mühendis nüfusu üst düzey bölgesel teknoloji üssü konumuna gelebilir.
Olması gereken hedef Avrupa-Ortadoğu- Afrika bölgesinin lider ısıl işlem çözüm sağlayıcısı olmalı.
Bu, Almanya ve İtalya’nın hemen ardından gelen bir ülke olmaktır.


