Metal Dünyası

Çelik

Demir

Maden

Alüminyum

Döküm

E-Dergi SEKTÖRLER HABERLER ÜRÜN TANITIMLARI TEKNİK YAZILAR DOSYALAR RÖPORTAJLAR BAŞARI HİKAYELERİ UZMAN GÖRÜŞÜ YAZARLAR FUARLAR ETKİNLİKLER PROFİLLER Editörden Künye YAYIN KURULU ARŞİV ABONELİK İLETİŞİM
Erman Car
Erman Car
erman@metkim.com
Geleceği̇ Kim Tasarlayacak?

Mühendislik: Bilinenden Daha Fazlası 
Üniversite giriş sınavı sonrası -biz her ne kadar mesleğimizin itibar kaybettiğini gözlemlesek de- meslek seçimi arefesindeki genç arkadaşlarımız için mühendislik hala önemli bir seçenek olma konumunu korudu. Özellikle sosyal medyada “mühendislik tanımına ilişkin” birçok görüş paylaşıldı. Üniversitelerin resmi web-siteleri de dahil olmak üzere, mühendislik, “analitik düşünme, “bilim adamı keşfeder, mühendis uygular” gibi sığ tanımlarla açıklanmaya çalışıldı. 

 

Geleneksel literatürde teknoloji, insanın doğaya egemen olma çabası olarak tanımlanırdı. Ancak bugün yaşadığımız “sürdürülemezlik” hali gösterdi ki, teknoloji doğaya egemen olmaktan öte, doğa ile uyumlu bir şekilde ilerlemenin yollarını aramak durumunda.

 

Öncelikli hedef ”yaşamın devamını”sağlamak olmalı. Bu bağlamda Paris Anlaşması ile gündeme gelen 2050 yılında küresel sıcaklık artışının 2 derecenin -hatta 1,5 derece- altında tutulması öncelikli hedef.

 

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) raporuna göre (Net Zero by 2050), insan kaynaklı küresel sera gazı salınımının yaklaşık dörtte üçü enerji sektörü kaynaklı. Bu bağlamda enerji sektörü kendi içinde fosil yakıt kullanımından yenilenebilir kaynaklara yönelmeye, başta metalurji, çimento ve seramik gibi enerji-yoğun sektörler ise daha verimli enerji kullanımına odaklanmış durumda. Enerji sektörünün bu yönelimi ile Kapsam 2 salınımları, enerji yoğun sektörlerin yönelimi ile ise Kapsam 1 salınımlarını kontrol etmek amaçlanmakta.

 

1 GWs elektrik üretilirken salınan karbondioksit miktarı

1 GWs = 1 000 000 kWs

 

Yine IEA’nın raporunda 2050 yılı karbon salınımının azaltmak için uygulanacak olan teknolojilerin yaklaşık %50’sinin henüz geliştirilmekte olduğu bilgisi de yer almakta. Bu Enerji Mühendisliği kapsamında büyük bir meydan okuma değil mi?

 

Ancak hayatın pratiğinde bu hedeflere ulaşmak ne kadar mümkün? Daha 2 ay kadar önce Avrupa Birliği Rusya-Ukrayna savaşı kaynaklı enerji kısıtlarının dayatmasıyla ani bir manevra yaparak dogal gaz ve nüklleer enerjinin “yeşil enerji” olarak kabulünün yolunu açtı. Yani 1 GWs enerji üretimi sırasında 500 ton CO2 salınımına neden olan doğal gaz kısa bir süre sonra “yeşil enerji” olarak sayılabilir. Nükleeri tartışmak için ise bu derginin sayfaları yetmez.

 

“Cumhuriyet Gazetesi 
                    6 Temmuz 2022

Avrupa Parlamentosu doğalgaz ve nükleer enerjinin ‘yeşil’ olduğuna karar verdi.

 

Avrupa Parlamentosu, doğalgaz ve nükleer enerji santrallerine yapılan yatırımları iklim dostu olarak nitelendiren Avrupa Komisyonu yasa tasarısını önlemek için sunulan bir önergeyi reddetti. Böylece bu yatırımların yeşil, sürdürülebilir ve çevre dostu olduğunu savunan yasa tasarısının kabulünün de önü açılmış oldu.

 

Avrupa Parlamentosu, doğalgaz ve nükleer enerji santrallerine yapılan yatırımları iklim dostu olarak nitelendiren Avrupa Komisyonu’nun yasa tasarısını önlemek için sunulan bir önergeyi reddetti.

 

Parlamentodaki 705 milletvekilinden 328’i önergenin reddedilmesi yönünde oy kullandı. 33 vekil ise çekimser kaldı.

 

Böylece doğalgaz ve nükleer enerji santrallerine yapılan yatırımların yeşil, sürdürülebilir ve çevre dostu olduğunu savunan yasa tasarısının kabulünün de önü açılmış oldu.

 

AB üyesi 27 ülkenin 20’si yasa tasarısına karşı çıkarsa, tasarı gündemden kalkmış olacak. Ancak buna pek ihtimal verilmiyor.

 

Söz konusu yasa tasarısı doğalgaz ve nükleer santral yatırımlarının, yatırımcılar tarafından yeşil olarak nitelendirilmesini ve bu şekilde yeşil enerjiye ayrılacak yatırımlardan pay almalarını mümkün kılıyor.

 

Avrupa Komisyonu, ilgili yasa tasarısını bazı hükümetlerin ve doğalgaz ve nükleer santral alanında faaliyet gösteren lobi gruplarının da etkisiyle Şubat ayında gündeme almıştı. AB’nin mali hizmetler şefi Mairead McGuinness, yasa tasarısının önünün açılmasının yeşil olmayan endüstrileri yeşilmiş gibi göstermeye çalışmak anlamına gelmeyeceğini savundu.

 

AB İKİYE BÖLÜNDÜ
Doğalgaz ve nükleer santraller üzerindeki tartışma Avrupa Birliği’ne üye ülkeleri ikiye bölmüş durumda.

 

Brüksel’deki bürokratlar bu nedenle söz konusu yasa tasarısını defalarca yeniden yazmak zorunda kalmışlardı.

 

Yasa tasarısının son hali de Rusya’yla Ukrayna savaşı nedeniyle kriz durumu sürerken ve doğalgaz arzında sıkıntılar yaşanırken iklim değişikliği hedeflerinin nasıl tutturulabileceği konusunda çetin tartışmalara neden olmuştu.

 

Nükleer enerji atmosfere karbondioksit salımı yapmıyor, ancak radyoaktif atık üretiyor. Doğalgaz da gezegenin ısısını arttıracak emisyonlara yol açıyor.

 

Buna karşın kömüre kıyasla daha çevre dostu teknolojiler olarak nitelendiriyorlar ve bazı AB ülkeleri bu nedenle daha yeşil seçeneklere geçiş sürecinde kullanılabileceklerini savunuyor. Nükleer enerjiye bağımlılığı yüksek olan Fransa ile halen yaygın şekilde kömür tüketen Polonya, yasa tasarısının başlıca destekçileri arasındaydı.

 

Avusturya ve Lüksemburg ise yasa tasarısının kabul edilmesi durumunda AB’yi dava edeceklerini söylüyorlar.

 

“PARİS ANLAŞMASI’NA AYKIRI”
Yasa tasarısının mali piyasaları nasıl etkileyeceği konusunda da Avrupa Parlamentosu milletvekilleri arasında görüş ayrılıkları bulunuyor. Bazıları doğalgaz ve nükleer santral projelerine yeşil statüsü verilmemesi durumunda, bunların çok ciddi maliyetlerle karşı karşıya kalabileceğini ileri sürüyor.

 

Buna karşın doğalgaza yapılacak yatırımı cesaretlendirmenin Rusya’nın doğalgaz kaynaklarına olan bağımlılığı arttırmaktan öte bir işe yaramayacağını öne sürenler de var.

 

Avrupa Parlamentosu’nun Yeşiller grubundan Hollandalı milletvekili Bas Eickhout, “Fosil yakıtları yeşil olarak sınıflandırırsak başka ülkelerin fosil yakıt tüketimlerini azaltmalarını nasıl talep edebiliriz? Bu Paris Anlaşması’na aykırı” diyor.

 

Yasa tasarısına karşı çıkanlar nükleer enerjinin de kazalar, nükleer atık gibi nedenlerle riskler taşıdığına dikkat çekiyor ve güneş ve rüzgâr enerjisiyle ilerlemenin iklim ve çevre açısından en doğru seçenek olduğunu söylüyorlar.”

 

Öncelik: Yaşamın Devamı
IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli), insan kaynaklı iklim değişikliği ve bunların sonuçları üzerinde bilimsel çalışmalar yapan bir organizasyon. IPCC, dünyada yaşamın devamını sağlayan ekosistemler ve bunları oluşturan canlı yaşamının güvenliği için, küresel sıcaklık artışının 1.5°C eşiğinin altında kalmasınıı öneriyor. Ancak, küresel sıcaklık artışı, Sanayi Devrimi öncesi döneme göre şimdiden 1,1 °C arttı bile.

 

Bu bağlamda “insan odaklı” bir kavram olan teknoojinin de tanımı değişti artık. Teknoloji “insanlığın doğaya egemen olma çabası” değil, insanlığın devamı için “doğa ile uyumlu taşamanın yollarını arama çabası” olmalı.

 

Yeni dönem mühendislik anlayışı, hem ürettiği yeni teknolojilerle hem de eldeki teknolojilerin kullanımı sürecinde öncelikle, Sanayi Devrimi ile başlayan insan kaynaklı çevresel yıkımın tersine döndürülmesine odaklanmak zorunda. 

 

Enerji altyapısının değişmesi yani fosil yakıtlardan yenilebilir kaynaklara yönelmek, yukarıdaki gazete haberinden de anlaşılacağı üzere kısa ve hatta orta vadede radikal ölçekte pek mümkün görünmüyor. Ancak yeni yenilenebilir teknolojiler ve enerji depolama sistemlerine (piller) ilişkin teknolojik ilerleme devam etmek zorunda.

 

Bu durumda elimizde 3 temel mühendislik çözümü görünmekte:

     1. Endüstriyel enerji verimliliğinin arttırılması, bu özellikle metalurjik tesislerde yaşamsal öneme sahip,

     

    2. Küresel sera gazı salınımınının yaklaşık %20’sinden sorumlu olan taşımacılık sektöründe daha hafif malzemelere geçiş ve özellikle hibrid ve  elektrikli araçların yaygınlaşması,
   

    3. Ve en önemlisi malzemelerin geridönüşümü ve yeniden kullanımı.

 

Temel misyonu insanlığın konforu ve refahını arttırmak olan mühendislik mesleği, an itibarı ile eşiğinde olduğumuz küresel iklim değişikliği yıkımının çözümlerini de üretmek ve kullanmak zorunda.

 

Sonuç
Hepimizin bildiği ünlü bir Azerbaycan halk türküsü vardır: 

“Dut ağacı boyunca
Dut yemedim doyunca…” diye başlayan.

Doyuncaya kadar dut yiyebilmek için dut ağacını korumanın zamanı geldi de geçti bile…

 

Kaynaklar:

1. www.birbucukderece.com
 

2. “Avrupa Parlamentosu doğalgaz ve nükleer enerjinin ‘yeşil’ olduğuna karar verdi” Cumhuriyet Gazetesi, 6 Temmuz 2022
 

3. Erdal Musluoğlu, 21.Yüzyılın Mühendisliğini Neler Bekliyor? Bilim ve Teknoloji Dünyasına Bir Yolculuk: Geleeğimiz Nasıl Şekilleniyor?, HBT Akademi e-kitapları 2
 

4. Net Zero by 2050, A Roadmap for the Global Energy Sector, Intenrational Energy Agency
 

5. Marc Gillis, Aluminium Making: CO2 Free and Fully Digital – The Hurdless and the Solutions, Future Aluminium Forum Digital, December 2020

Paylaş Tweet Paylaş
1386 kez okundu
YAZARIN DİĞER HABERLERİ
Alümi̇nyum Endüstri̇si̇nde Sürdürülebi̇li̇rli̇k Bağlamında Teknoloji̇k Eğilimler
Uluslararası Alüminyumcular Birliği (International Alumininum Association, IAI) küresel alüminyum sektörüne hedef olarak koyduğu 2050 yılında sıfır karbon salınımı bağlamınd DEVAMI...
Metalurjide Yeşil Dönüşüm Fırsat mı? Engel mi?
Giriş Niyetine – Fabrika Ayalarına Dönmek Bilimsel çalışma salt “insan odaklı” değildir. Yani içinde insan olsun ya da olmasın, doğada ve evrende olan biten DEVAMI...
Sanayide Yeşil Dönüşüm, Ama Nasıl?
Giriş Charles Dickens, 1859 yılında yazdığı “İki Şehrin Hikayesi” adlı romanında, Sanayi Devrimi’ni ve bu süreçte yaşadıklarını şu çarpıcı cümlelerle betimler DEVAMI...
Geleceği̇ Kim Tasarlayacak?
Mühendislik: Bilinenden Daha Fazlası  Üniversite giriş sınavı sonrası -biz her ne kadar mesleğimizin itibar kaybettiğini gözlemlesek de- meslek seçimi arefesindeki gen& DEVAMI...
Alüminyum Hurda Hazırlama Yöntemleri
Giriş Bütün alüminyum işleyen işletmelerde, son yılların eğilimi olabildiğince fazla hurda ya da daha genel bir deyişle ikincil malzeme kullanmak ve böylece karbon ayak izini d&uum DEVAMI...
İkincil Alüminyum Proseslerinde Hammadde Reçetesi Hazırlama
Temelde cevherden ya da hurdadan metal kazanımı (ekstraksiyonu) aynı rotayı izleyen prosesler. Birincil üretimde madencilik proseslerine, ikincil üretimde hurda toplama, cevher zenginleşti DEVAMI...
Mühendisin Sorumluluğu: Praksis’ten Poesis’e
Halimiz Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) hazırladığı “1,5°C Küresel Isınma Özel Raporu’na” göre;   - İnsanlar, dünya DEVAMI...
Magnezyum - 2
Magnezyum Üretim Yöntemleri Dünyanın en büyük magnezyum üreticisi ve ihracatçısı Çin’dir. Çin, 800 000 ton’dan fazla yıllık birincil magn DEVAMI...
Magnezyum - 1
Giriş Geçtiğimiz aylarda Magnezyum ve Silisyum fiyatlarındaki öngörülemez artış, alüminyum sektörünün önemli gündemlerinden birisini oluşturdu. Ar DEVAMI...
Alüminyum- Skandiyum Alaşımları
Giriş Skandiyum, nadir toprak elementleri içerisinde yer alan ilginç bir element. Nadir toprak elementlerini oluşturan ana element grubu Lantanitler (atom numaraları 57’den 71&rsqu DEVAMI...
Yeşil Alüminyum-3
Giriş Birincil alüminyum üretimi küresel seragazı emisyonlarının %2’sinden sorumlu ve üretilen toplam elektrik enerjisinin %4’ünü tüketiyor.   S&u DEVAMI...
SEKTÖREL HABERLER
%100 Hidrojen Yakıt Uyumlu Self Reküperatif Yakıcılar ile Yüksek Verim ve %50’ye Varan Enerji Tasarrufu Sağlayın
Fosil yakıt tüketimi ve sera gazı karbondioksit salınımı artarak devam ederken, sanayide enerjiyi verimli kullanmak, ekonomik işletmecilik ve kaliteli üretim kavramları her zamankinden daha önemli hale gelmektedir.   End&u DEVAMI...
TOS+H Expo 2024 – 5. Türk İş Güvenliği ve Sağlığı İhtisas Fuarı – „İstanbul Sanayi Odası“ ile Başarılı İşbirliği Devam Ediyor
Başarılı geçen TOS+H Expo 2022’nin ardından Messe Düsseldorf ile yerel ortakları Tezulaş Fuar ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) başarıya giden yolda ilerlemeye devam ediyor.     TOS+H Expo, 2 – 4 Mayıs 2024 ta DEVAMI...
ESET Liderliğini Pekiştirdi
Dijital güvenlik alanında dünya lideri olan ESET, IDC MarketScape’te Lider seçilerek büyük bir başarıya imza attı. ESET aynı zamanda, iki IDC MarketScape raporunda da Büyük Oyuncu olarak kabul edildi DEVAMI...
Saha Expo 2024, Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayisindeki En Son Yenilikçi Çözümler ve Teknolojileri Sergileyerek Sektördeki Gücünü Ortaya Koyuyor
1100 üye firma ve 29 üniversite ile Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi kümelenmesi olan SAHA İstanbul tarafından, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde 22-26 Ekim 2024 tarih DEVAMI...
Fotoğraflara Saklanan Zararlı Yazılımlar
Bazı fotoğraflarda göründüğünden fazlası vardır; ilk bakışta masum olan görseller, içinde zararlı yazılımlar barındırabilirler. Dijital güvenlik şirketi ESET güncelleme ve yamaların her zaman yapılmas DEVAMI...
Giyilebilir Cihazlar Gizlilik Riski Taşıyor Mu?
Akıllı saatler, fitness takip cihazları ve diğer giyilebilir cihazlar cep telefonlarımız ve tabletlerimiz kadar olağan hale geldi. Bu bağlantılı cihazlar saati söylemekten çok daha fazlasını yapıyor. Sağlığımızı takip ediyor, e-po DEVAMI...
MİB Başkanı Emre Gencer: Reform Alanlarında Daha Hızlı Hareket Etmeliyiz
Makina İmalatçıları Birliği’nin (MİB) geleneksel iftar yemeğinde konuşan MİB Başkanı S. Emre Gencer, sektörün beklentilerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Makina sektöründe dünya ticar DEVAMI...
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Değerlendirme
ÇELİK ÜRETİMİ  2024 yılının Şubat ayında Türkiye’nin ham çelik üretimi, geçen yılın aynı ayına göre %46,6 artışla 3,1 milyon tona yükseldi. Yılın ilk iki ayında ise üretim %34,5 oran DEVAMI...
Makine İhracatı İlk Çeyrekte 6,9 Milyar Dolar
Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından paylaşılan makine imalat sanayi konsolide verilerine göre, yılın ilk çeyreğinde Türkiye’nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı 6,9 milyar dolar DEVAMI...
Türkiye Otomotiv Sektörü Üretimde Rekabetçiliğini Kaybediyor!
Türkiye otomotiv tedarik sanayinin çatı kuruluşu Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) 45’inci Olağan Genel Kurul toplantısı düzenlendi. Toplantının açılış konuşmasını yapan TAYSAD DEVAMI...
En Çok Okunanlar Son Eklenenler
YAYIN AKIŞI
FACEBOOK
TWITTER
INSTAGRAM