Değerli Sanayicilerimiz ve Kıymetli İşverenlerimiz,
Milyonlarca dolar yatırımlar yaptık, fabrikalar kurduk, tesisleştik, makinalar ve teçhizatlar aldık. Borç aldık, kredi çektik, siparişler aldık, artık imalata ve üretime başlamamız ve projelerimizi zamanında yetiştirmemiz lazım. İşmizi büyüttük, şubeleştik, lüks arabalar kiraladık, rezidanslarda ofisler açtık, vergi ve ihracatta ilk 500 lere girdik veya girme yolundayız. Ancak istihdam gibi bir sorunumuz var ki çok büyük ve işlerimiz ve geleceğimizi planlarken bizi endişeye sevk ediyor.
Peki geçmişte ne hatalar yaptık ta özellikle ara eleman sıkıntısı çekmeye başladık. Bu yazımda genelge orta ve küçük ölçekteki, daha tam olarak kurumsallaşamamış veya kurumsallaşma yolunda bulunan fabrikaların geçmişte istihdamla ilgili ne gibi hatalar yaptığını yazacağım. Devletin politikalarından kaynaklanan ve hükümetlerin hatalı kararlarından bahsetmeyeceğim. Bütün bunlara rağmen bizim yapabileceklerimiz varken yapamadıklarımızdan veya yanlış yaptıklarımızdan bahsedeceğim.
Özellikle gençler artık fabrikalara uğramaz oldu? Neden? Bu duruma nasıl gelindi? Gençler neden fabrikalara ilgisiz kaldılar? Büyüklerinden, babalarından ve çevrelerinde fabrikalarda çalışan insanlardan neler duydular da kendilerine fabrikalarda bir gelecek hayal etmediler? Milyonlarca genç evde işsiz oturmayı fabrikada çalışmaya tercih ettiler?
Çünkü;
1) Yıllarca fabrikalarda ağır ve zor iş koşullarına rağmen düşük ücret politikası uyguladık. Kronik olarak %10 ların üzerinde seyreden işsizlikten dolayı işsizlerin kapılarında uzun kuyruklar oluşacağını düşündük. Ama öyle olmadı. Yabancı göçmenler de olmasa son yıllarda birçok fabrikanın kapısına kilit vurmasına ramak kaldı.,
2) İşe alımlarda servis, yemek, sigorta, AGİ gibi zaten zorunlu olan veya olması gereken getirileri işçilere lütufmuş gibi sunduk. Başvuranın memleketi ve mezhebi bazen tecrübesinin önüne geçti. Onlara küçük yazılardan oluşan sayfalarca kurullar imzalattık. Bu sözleşmelerle rakip firmaya gitmelerinin ve aynı sektörde çalışmalarının önüne geçmeye çalıştık. Onlara yasal haklarını öğretmekten korktuk.
3) İş sağlığı ve güvenliği konularında gevşek davrandık ve angarya olarak gördük. Gerekli önlemleri almadık ve uygun çalışma koşullarını sağlamadık. Çalışanımızı işte değil de evde kaza geçirdikleri şeklinde ifade vermeye zorladık. İş sağlığı ve güvenliği için verilen eğitim sürelerini kayıp zaman olarak algıladık.
4) Sigortasız veya asgari ücretin altında işçi çalıştırdık. Hesabına asgari ücreti yatırdıktan sonra paranın bir kısmını geri isteme cüreti gösterdik. Özellikle gençler bu durumdan dolayı güvenlerini kaybettiler. Çoğu askerlik hizmetinden sonra tekrar fabrikalara dönmedi.
5) Yeni işe giren gençlere ve stajerlere iyi davranmadık. Harçlık nevinden ücretler verdik. Onları işi öğretecek bir ustanın yanına vermektense temizlik ve getir-götür işlerinde kullandık. Paramıza kıyıp bir temizlikçi almadık. Gençler temizlik yapmaktan kendilerini yetiştirmeye ve öğrenmeye fırsat bulamadılar.
6) Emekli insanların tecrübelerine ve yaşlarına hürmet etmek yerine onları ucuz işgücü olarak gördük. Emekli maaşı almalarını onlara düşük ücret vermek için bahane yaptık.
7) Aile içinden yanımızda çalışan kimselere hemen kariyerlerinin başında yüksek mevki, makam ve ücretler sunduk. İşyeri imkanlarından sonuna kadar yararlanmalarını sağladık. En stratejik görevlere onları getirdik.
8) Ayrılan çalışanlarımıza saygı göstermek yerine onları hain olarak yaftaladık. Bir daha yıllarca çalıştıkları iş yerini ziyarete bile gelmelerini yasakladık. Rakip firmadan gelenleri büyük bir heyecanla işe alırken bizden rakip firmaya gidenleri hoş karşılamadık. Halbuki her insan gibi onların da iş değiştirme, kendi işlerini kurma ve teşebbüs hürriyetleri vardı.
9) İşimize yıllarını vermiş çalışanlara yeni işe girenlerden daha az ücret verdik. Onların yıllarca çalıştıkları işyerinden tazminatlarını yakma pahasına ayrılmayacaklarını düşündük ve bunu kullandık. Verimsiz çalışanın tazminatını verip kovamadık ve verimsiz çalışmaya devam etti. Diğer performanslı çalışanların motivasyonunu da bozan bu kişiler en sonunda kendileri kovdurup tazminatlarını alıp gittiler. Verimli çalışanlar ise memnuniyetsizlik duymalarına rağmen ne istifa edebildiler ne de kovulabildiler.
10) Kaynakçı olarak aldığımız çalışandan tornanın başına geçmesini bekledik. Frezeciyi taşlama yapmaya zorladık.
11) Yıllık ücret artışını adaletli yapmak yerine eşit oranda yapmayı tercih ettik. İşe farklı ücretle başlayan iki çalışanın yıllar sonra aldıkları ücretler arasında uçurumlar meydana geldi.
12) Personelin çoğunu yaptığımız toplantılara alıp fikirlerini sormadık. Üç beş kişiyle işi yürütmeyi ve planlamayı seçtik.
13) Nerdeyse her çalışanımıza ayrı bir anlaşma yapmış gibi hesaplar yaptık. Maaş dışındaki mesai ve sosyal haklar gibi alacakları her şahsa ayrı uyguladık. Halbuki her çalışan aynı kanuna tabi idi. Onları mavi-beyaz yaka olarak, kadın-erkek olarak, yaşlı-genç olarak kategorilere ayırdık. Aynı işi birlikte bitiren iki çalışan farklı mesai ücreti aldı. Halbuki kural basit olmalıydı : “Kim olursa olsun maaşın dışındaki haklarını eşit oranlarda alır, çok çalışan mutlaka fazla çalışmasının karşılığını görür, az çalışanın maaşından kesilir.”
14) Yıllık izinlerini kullandırıp dinlenmelerine fırsat vermedik. Çoğu zaman yıllık izni paraya çevirip kullandırmamayı tercih ettik.
15) Çalışanlarımızı kanunlarda belirtilen saatlerin üzerinde çalıştırdık veya aşırı şekilde mesai yaptırdık. Çalışana öyle oranda bir maaş verdik ki fazla mesai yapmadan yeterli ücret alamaz hale getirdik.
16) Her yıl maaşları yatırdığımız bankayı değiştirdik ama çalışanlarımın maaşına promosyanları dağıtmayı unuttuk.
17) Yeni mezun mühendislerimizin başvuru sayısının fazla olmasını fırsata çevirip onları asgari ücretle işe başlattık.
18) Çalışanlarımızın hata yapmalarına müsaade etmedik, onları arkadaşlarının yanında rencide edici şekilde yüzlerine bağırdık. Etrafımızda bizi sürekli alkışlayan, övgüleyen bir grup görmek istedik. Eleştiriyi sevmedik ve katlanamadık. Onları ödüllendirerek motive etmek yerine cezaandırma ile susturmayı tercih ettik.
19) Çalışanlarımıza aşırı sorumluklar yükledik ancak işiyle ilgili yetkiler vermeyi unuttuk. Tüm yetkileri birkaç aile üyesinde veya birkaç yöneticide topladık.
Bu yazımda genelde yaptığımız olumsuzları yazıp içinizi karartmış oldum. Ancak çoğu işyerinde uygulamalar bu şekilde. Tabi ki çok güzel bir şekilde işini yürüten ve çalışanlarına değer veren işverenlerimiz de mevcut. Onlarla ilgili düşüncelerimi bir sonraki yazımda değineceğim.
TAVSİYELERİM
*** Her iş kolunun asgari ücreti farklı olmalı. Kuaförle dökümhane sorumlusunun, markette çalışanla kaynakçının, hemşire ile torna ustasının asgari ücretlerini aynı yaparsanız gün gelir fabrikalarda çalışacak eleman bulamazsınız.
*** Çalışan ister kendi isteğiyle ayrılsın, isterse işten kovulsun her halukarda tazminatını alabilmeli.
*** Eğer doktor çalışana rapor vermişse suçlu çalışan değil doktordur. 2 günlük rapor ücretinin hem devlet hem de işveren tarafından verilmemesi haksız bir durum ortaya çıkarıyor.
*** Yıllık ücret artışlarında tecrübeye, verime, performansa bakılmalı. Herkese aynı oranda artış yapılması kabul edilemez.
*** Tüm çalışanlar maaş dışındaki haklardan eşit oranda faydalanmalı.
*** İşverenlerce çalışanların rakip firmaya gitmelerine engel olmaya çalışmanın hatta aynı sektörde bile iş bulmalarını engelleyici çabalarının önüne geçilmeli. Bunun insan haklarına aykırı olduğu vurgulanmalı. Yıllarca kaynak yaparak ekmeğini kazanan birisi artık başka iş yapamaz ki…
Bir teknik/meslek lisesi öğrencisi nasıl olmalı? Kişisel özellikleri, karakteri, eğitimi, bilgisi, tecrübesi, fiziki görünümü, kıyafeti, elbise ve takım dolabı ve ek DEVAMI...
Satın alma mesleği ile ilgili çeşitli dernekler eliyle yapılan çok güzel, verimli, değerli ve faydalı çalışmaları, eğitim faaliyetlerini ilgiyle ve takdirle takip ediyorum.&n DEVAMI...
Markayı değerli kılan nedir, neleri kapsar, nasıl oluşur, ne kadar zaman alır? Marka değerinin parasal değeri ölçülebilir mi? Markayı değerli kılan firmanın sahip olduğu gayrimenkul v DEVAMI...
En baştan beri birçok şey isteğimiz, irademiz ve tercihimizin dışında gelişti. Dünya’ya gelmeyi, zamanını, yerini, cinsiyetimizi, tipimizi, burcumuzu, göz rengimizi, ten rengimi DEVAMI...
Bakmakla görmek farklı şeylerdir. İnsan bir yöne baktığında odaklandığı şeyi görür. Veya gördüğü şeyin detayları sorulduğunda dikkatlice tekrar bakması gerekir. Başk DEVAMI...
Hayatta bazen durup nefes almak, arkaya dönüp bakmak ve geçmişe dair muhasebe yapmak gerekir. Bu durum imalatçımız ve üreticilerimiz için de geçerlidir. İş DEVAMI...
REDÜKTÖR; “Elektrik motorlarının yüksek dönüş hızlarını makineler için gerekli olan dönüş hızlarına düşürmek için tasarlanan kapalı diş DEVAMI...
Fabrikalarda çalışan, üreten, geliştiren birçok lisans mezunu mühendis arkadaşlarım çalışmakta. Birçok fabrikamız ürettikleri malzemeleri ve makineleri s&uum DEVAMI...
Son yıllarda enerji maliyetlerinin artması ile enerji verimliliği gibi kavramları daha çok duyar olduk. Özellikle yüksek enerji talebi olan endüstriyel tesisler, maliyetlerini d& DEVAMI...
Makina imalatının oluşumu proje kısmında başlar. Çelik, elektrik, pnömatik, hidrolik, gaz gibi tüm devre şemaları hazırlanır. Tüm ekipmanlar yerlerine yerleştirilir. Makinadaki t DEVAMI...
İnsan üzülmeli mi, yoksa anmalı mı bilemiyor. Tabi ki bir enkaz devralarak, nice savaşlarda yurdu dört bir koldan saran düşmanları yenip zaferler kazanarak yeni bir devlet kuran At DEVAMI...
MAGMA, 19-21 Eylül 2024 tarihlerinde düzenlenen, Ankiros Uluslararası Demir-Çelik ve Döküm Teknolojileri, Makina ve Ürünleri İhtisas fuarında yer alan standında, yeni versiyon MAGMA 6, MAGMAeconomics DEVAMI...
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) 2024 yılının ilk 9 aylık dönemine ilişkin verileri açıkladı. Geçen yılın aynı dönemine göre toplam üretim yüzde 7 gerileyerek 1 milyon 597 adet olarak gerçekleşti. Ge DEVAMI...
Siber güvenlik çözümlerinde dünya lideri olan ESET, ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi (V&PM) modülünde bir güncelleme yayımladığını duyurdu. ESET V&PM artık Linux -masa&uum DEVAMI...
METEM - TMMOB Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası Eğitim Merkezi tarafından 1975 yılından beri devam eden IMMC - Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi, bu yıl 22. kez İstanbul Fuar Merkezi’nde 19-21 Eylül 2024 tarihle DEVAMI...
Türkiye’nin önde gelen çelik üreticisi Çolakoğlu Metalurji, Kocaeli Üniversitesi ile eğitim, araştırma ve yüksek lisans alanlarında önemli bir iş birliği protokolü imzaladı. Bu protokol i DEVAMI...
ÇELİK ÜRETİMİ 2024 yılının Ağustos ayında Türkiye’nin ham çelik üretimi, geçen yılın aynı ayına göre %13,9 artışla 3,1 milyon tona yükseldi. Ocak-Ağustos döneminde ise üretim DEVAMI...
Bu yıl 16. kez düzenlenecek olan ANKIROS Fuarı için hazırlıkların sonuna gelindi. 19-21 Eylül tarihleri arasında bu yıl Yeşilköy İFM’ de gerçekleşecek olan fuara, yurtiçi ve yurtdışından yoğun ilgi va DEVAMI...
ÇELİK ÜRETİMİ 2024 yılının Temmuz ayında Türkiye’nin ham çelik üretimi, geçen yılın aynı ayına göre %4 artışla 3,1 milyon tona yükseldi. Ocak-Temmuz döneminde ise üretim %14, DEVAMI...
Dijital gerçeklik çözümleriyle metroloji alanında dünya lideri olan Hexagon, geniş yelpazedeki imalat denetim cihazlarını tamamlayan ve benzersiz esnek ölçüm yeteneğine sahip el tipi 3D tarama tek DEVAMI...
Ayıklama çözümlerinin global lideri TOMRA Recycling, 8-10 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek ALUMINIUM Düsseldorf Fuarı öncesinde yeni bir e-Kitap yayınladı. Alüminyum geri dönüşümü DEVAMI...