Metal Dünyası

Çelik

Demir

Maden

Alüminyum

Döküm

E-Dergi SEKTÖRLER HABERLER ÜRÜN TANITIMLARI TEKNİK YAZILAR DOSYALAR RÖPORTAJLAR BAŞARI HİKAYELERİ UZMAN GÖRÜŞÜ YAZARLAR FUARLAR ETKİNLİKLER PROFİLLER Editörden Künye YAYIN KURULU ARŞİV ABONELİK İLETİŞİM
Prof. Dr. Özgül Keleş
Prof. Dr. Özgül Keleş
ozgulkeles@itu.edu.tr
DEĞİŞİM
Değişim. Değişmeliyiz, değişmezsek olmaz. Zamanı geldi geçiyor, hadi değişelim.
 
Neden değişmek ister insan? Değişmekten kastımız daha iyi olmak, gelişmektir. Her birey, kendi adına daha mutlu olmak ve daha mutlu etmek için, içten içe değişmek ister. Ancak, başkaları gelip bize “değişmelisin” dediği zaman zihnimizde hemen duvarlarımızı örmeye başlarız. “Başkaları istediği veya söylediği zaman değil, ben istediğim için ve ben istediğim zaman değişirim. Hem değişip ne olacak, ben böyle mutluyum” düşünceleri zihnimize hakim olmaya başlar. Böyle hissettiğinizde bir nefes alın ve düşünün, Neye ve kime direniyorsunuz? Değişmeye mi yoksa ‘‘değiş’’ diyenlere mi? Zaman akıyor, her geçen an her şey değişiyor. Değişime direnemeyiz ve hepimiz bu gerçeğin farkındayız. Unutmak veya yok saymak değişimi durdurmuyor. Önemli olan, bu değişime yön verebilmek ve değişimi yönetebilmektir. Bireysel değişimlerimizde sorumluluk alanımız sınırlı olabilir. Ancak, değişimi organizasyonlarda gerçekleştirebilmek de oldukça zor olabilir. Bu zorluğun temelinde organizasyondaki bireysel değerlerin ve kültürlerin çatışması yatmaktadır. Birileri çıkıp ”Değişelim, değişmeliyiz, değişmezsek olmaz rakiplerimiz öne geçiyor, değişmezsek yok oluruz.’’ söylemleri yükselttiğinde pek çok sesin yanı sıra duyamadığınız sessiz çığlıklar da çıkabilir. Değişmeyi istemek ilk adımdır ama organizasyonlarda zor olan değişmeyi herkesin istemesini ve herkesin “değişmek” ten aynı şeyi anlamasını sağlamaktır. 
 
Gelin hep birlikte organizasyonlar ve değişim arasında sahne almış ve almakta olan üç ayrı filmin senaryolarına birlikte göz atalım:
 
Monoton A.Ş.
Sakin Bey, o gün ofisindeki pencereden işletmesine, gençliğinden bu yana yıllarını verip çocuklarına bıraktığı mirasına baktı ve derin bir iç çekti. Monoton A.Ş.’nin temel atma törenini hatırlıyordu. Yıllar geçmişti, hem makine hem de yönetim teknolojilerinde çok şey değişmişti. Kurduğu daha pek çok hayal vardı. Bir şeyler yapmak gerekti. Geçen gün katılmış olduğu bir toplantıda dinlediği konuşmacının sözleri aklına gelişmişti. “Değişmek gerekti.” Ama nasıl yapacaktı? Düşündü, bu fikrini yöneticileri ile paylaştı. Yöneticileri piyasada çok iyi durumda olduklarını, önümüzdeki on yıl boyunca da oldukça karlı bir geleceğin kendilerini beklediğini, dahası bu değişim için çok para ve zaman harcanması gerektiğini söylediler. Çalışanlar Sakin Bey’i ikna ettiler. Değişime direniyorlardı, hallerinden memnunlardı. Değişmek istemiyorlardı. Sakin Bey’in işletmesinde organizasyonda tekdüzelik hakim idi ve öyle kaldı.
 
Kargaşa A.Ş.
Acar Bey, göreve yeni başlamıştı. Şirket sahipleri, son dönemlerde çok kötü günler geçirmişlerdi. Kötü günlerin sebeplerini var olan organizasyona ve yanlış stratejilere bağlamışlar, Acar Bey’i ve ekibini yeni kan olsunlar diye işe almışlardı. Onlara göre, bu adamlar şirketi değiştirebilirlerdi. Çünkü şirket ortakları bile değişim konusunda hem fikir değillerdi. Herkes değişimden taraftı da ‘‘Bu işi kim, nasıl yapacak?’’ şeklinde fikirleri yoktu. Şirket çalışanlarına da güvenleri yoktu, o güne kadar çalışanlarına büyük sorumluluklar verip güvenecek zamanları olmamış, hep son kararları onlar vermişlerdi. Çalışanların gelişmelerine ve kendilerini göstermelerine fırsat vermemişlerdi.
 
Çalışanları da var olan kültürü kanıksamışlardı, “değişmek lazım, biz değişebiliriz, değiştirebiliriz”demek geçse de cesaret edip dillendiremiyorlardı. O gün geldi, şirket sahipleri tüm yöneticileri topladı ve onlara daha önce MIŞGİBİ A.Ş.’de çalışan Acar Bey ve arkadaşlarını tanıştırdı. Acar Bey ve arkadaşları yöneticileri selamladılar ve önceki şirketlerindeki sözde başarı hikayelerinden bahsettiler. Acar Bey ve ekibinin şirket ortaklarının aldıkları kararı ve kendi planlarını ev sahibi yöneticilere açıkladılar. Ev sahibi çalışanlar, kurtarıcı olarak gelen ekibi dinlediler. Çalışanların kafalarında öyle çok soru oluşmuştu ki kendilerine değişmek istiyorlar mı sorulmamıştı, onlar da farkında idiler değişmek gerekli idi de acaba nasıl olmalıydı bu değişim? Şimdi kendi evlerindeki yeni rolleri ne olacaktı? Dışarıdan kurtarıcılar gerekli miydi? Bu ansızın gelen değişim hareketini bazıları “dayatma olarak”, bazıları “gereklilik” olarak bazıları da inanmasa da “devran böyle ne yapalım” diyerek karşıladılar. Kendilerini yeni ekibe yakın görenler destek verirken, vermeyenler şirketi terk etti, bazıları da gönülsüz “mış” gibi yaptılar. Kargaşa A.Ş.’nin sahipleri canlanmak ve değişim için yeni kan getirmişti, bu kan şirkete yeni bir ivme kazandırmıştı.
 
Kargaşa A.Ş.’de, olumlu gelişmeler oluyordu da kan içerilere ilerledikçe organlar birer birer tükeniyordu, kan uyuşmazlığı baş gösteriyordu.Organizasyonda değişim vardı evet, ama artık çalışanlar birbirlerinden kopmuşlar, şirkette yaratılmaya çalışılan o yeni kültür için beklenen bağ kurulamamış tam tersine organizasyon içinde birbirine zayıf bağlarla bağlı yeni küçük organizasyonlar oluşmuş ve daha da kötüsü bu küçük derebeylikler birbirleri ile hissedilmesi çok zor bir çekişme yaşar hale gelmişlerdi. Kargaşa A.Ş. değişimin enerjisini değişim için olmazsa olmaz organizasyonel bağlılığı tüketerek harcar hale gelip Acar Bey ve şirket sahiplerini kaosa yenik ve naçar bırakmıştı.
 
Harmoni A.Ş. 
Aygün Hanım, işine o gün de her zaman olduğu gibi erkenden geldi. Günün ilk toplantısına yöneticileri birer birer selamlayarak başladı ve toplantı masasındaki takvimden bir yaprağı daha çevirdi. Aygün 
Hanım, her yıl başında, kendi çalışanlarından insana dair, umut ve şükür dolu, birlikte olmanın ve birbirini sevebilmenin değerini hatırlatacak ve her günü bir diğerinden farklı ve anlamlı kılacak sözler yazmalarını isterdi. O gün takvim yaprağında ‘‘Değer veren, değer bulur’’ yazıyordu. Aygün Hanım’ın şirketinin en büyük değeri insan idi ve çalışanların hedefi ise bugünü dünden daha değerli kılmak idi. Onlar için değişim hep vardı ve var olmalıydı. Öyle dışarıdan ithal değişime gerek yoktu. Değişim için zaten her gün birlikte hareket ediyorlardı. Çünkü onlar için değişim araç; şirketi hedeflerine birlikte ulaştırmak ise amaç idi. Harmoni A.Ş. enerjisini; değişmek için harcamıyor, değişimin gücünden alıyordu.
 
 
Siz, şimdi kendinize sorun :  Hangi şirkette daha mutlu olurdunuz?
Değişimi durdurmak mümkün değildir. Değişmeyeceğiz diye direnmek ne kadar akıllıca değilse, ‘‘değişeceğiz’’ diyerek uygun olmayan adımlar atmak da bir o kadar anlamsızdır. Önemli olan tüm kurum çalışanlarının dünden daha mutlu olmasıdır.
Paylaş Tweet Paylaş
4866 kez okundu
YAZARIN DİĞER HABERLERİ
Aynı Lisanı Konuşabilen İnovatif Ekosistemler İçin Bir Yol: İNO 10
Doğa konuşur, hayvanlar konuşur, bitkiler konuşur, insanlar konuşur. Konuşmak iletişim kurmak için gereklidir. Konuşmak, en karmaşık süreç ve nimetlerden biridir. Beyin düş&uum DEVAMI...
İnsanlığın İnovasyon Serüvenİ…
Bir var mış, gökten bir taş düşmüş; Yaklaşık 2 milyon yıl önce Tanzanya’nın kuzeyinde Olduvai Gorge’da ilk kesici aletler Oldowan taşları markası ile üretilmiş ve DEVAMI...
KURUMLARDA İNOVASYON KÜLTÜRÜ YÖNETİMİNDE TEK VE ÖZGÜN ÜRÜN
“Önce hayaller ölür, sonra insanlar” der William Shaskpere. Hayal kurmak ve gerçekleştirebilmek insanlığa verilmiş en büyük hediyelerdendir. İnsan; d&uum DEVAMI...
Organizasyonel Zeka Ve Aklınızın Farkında mısınız? Zekanızın Farkına Varıp Doğru Değerler İle Aklı Özgürleştirip Etkin Kullanmaya Hazır mısınız?
Zeka nedir? Kaç çeşit zeka vardır? Yapay zeka nedir, yaratılabilir mi? Zeka ve akıl arasında fark var mıdır? Kurumların zekası olur mu? Kurumsal zeka ölçülebilir mi? DEVAMI...
İnsanın İlk İnovasyonu Ne Olmalıdır?
İnsanın ilk inovasyonu, insanlığını bulup ortaya çıkarmak yani benliğininin (egosunun) farkına varmak olmalıdır.   İnovasyonun doğasındaki değer yaratma kavramını sadece kazanıl DEVAMI...
İnsan ve Değer Zincirindeki Halkalar
Hiç düşündünüz mü aynı tür varlığın bireyleri olarak, bizlere “İnsan nedir?” sorusu sorulmuş olsa nasıl cevaplarız? Veya diğer varlıklar bizi &ldquo DEVAMI...
Gelin Bu Faydasız Tartışmayı Birlikte Sonlandıralım …
Enerjimizi değer yaratmak için harcayalım. Ne zaman üniversite öğretim üyeleri ile sanayici veya çalışanları bir araya gelse konu “ülkemde üniversit DEVAMI...
İmovasyon mu? Nedir o? Bizim İnovasyon ile Akrabalığı Var mıdır?
Pek çoğumuz İnovasyon’la tanıştıdığımızı sanıyoruz da pek azımız İmovasyon’u tanımak istiyor. Hatta öyle ki İnovasyon’u tanıdığını sananlar, bu tanışıklığı gururla dil DEVAMI...
Ne Olacak Bu İnovasyon’un Hali̇
Günümüzde çalışanlar, yöneticiler en çok da üst yönetici ve patronların konuşma başlıklarından biri: İNOVASYON. Herkesin İNOVASYON ile ilgili bir fikri v DEVAMI...
DEĞİŞİM
Değişim. Değişmeliyiz, değişmezsek olmaz. Zamanı geldi geçiyor, hadi değişelim.   Neden değişmek ister insan? Değişmekten kastımız daha iyi olmak, gelişmektir. Her birey, kendi DEVAMI...
SEKTÖREL HABERLER
MAGMA, Ankiros Fuarı’nda
MAGMA,  19-21 Eylül 2024 tarihlerinde düzenlenen, Ankiros Uluslararası Demir-Çelik ve Döküm Teknolojileri, Makina ve Ürünleri İhtisas fuarında yer alan standında, yeni versiyon MAGMA 6, MAGMAeconomics DEVAMI...
İlk 9 Ayda da Türkiye İhracatında Lider Değişmedi!
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) 2024 yılının ilk 9 aylık dönemine ilişkin verileri açıkladı. Geçen yılın aynı dönemine göre toplam üretim yüzde 7 gerileyerek 1 milyon 597 adet olarak gerçekleşti. Ge DEVAMI...
İşletmelerin Güvenliği Sürekli Gözetimde
Siber güvenlik çözümlerinde dünya lideri olan ESET, ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi (V&PM) modülünde bir güncelleme yayımladığını duyurdu. ESET V&PM artık Linux -masa&uum DEVAMI...
IMMC2024 - 22. Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi
METEM - TMMOB Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası Eğitim Merkezi tarafından 1975 yılından beri devam eden IMMC - Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi, bu yıl 22. kez İstanbul Fuar Merkezi’nde 19-21 Eylül 2024 tarihle DEVAMI...
Çolakoğlu Metalurji, Kocaeli Üniversitesi ile Eğitim ve Araştırma İş Birliği Protokolü İmzaladı
Türkiye’nin önde gelen çelik üreticisi Çolakoğlu Metalurji, Kocaeli Üniversitesi ile eğitim, araştırma ve yüksek lisans alanlarında önemli bir iş birliği protokolü imzaladı. Bu protokol i DEVAMI...
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Değerlendirme
ÇELİK ÜRETİMİ  2024 yılının Ağustos ayında Türkiye’nin ham çelik üretimi, geçen yılın aynı ayına göre %13,9 artışla 3,1 milyon tona yükseldi. Ocak-Ağustos döneminde ise üretim DEVAMI...
Metalürji Sektörünün Buluşma Noktası Ankiros, Yeni Alanında Yeni Rekorlarla Kapılarını Açıyor
Bu yıl 16. kez düzenlenecek olan ANKIROS Fuarı için hazırlıkların sonuna gelindi. 19-21 Eylül tarihleri arasında bu yıl Yeşilköy İFM’ de gerçekleşecek olan fuara, yurtiçi ve yurtdışından yoğun ilgi va DEVAMI...
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Değerlendirme
ÇELİK ÜRETİMİ  2024 yılının Temmuz ayında Türkiye’nin ham çelik üretimi, geçen yılın aynı ayına göre %4 artışla 3,1 milyon tona yükseldi. Ocak-Temmuz döneminde ise üretim %14, DEVAMI...
Hexagon, El Tipi 3D Tarama Teknolojisi İle Endüstrilerde Devrim Yaratıyor
Dijital gerçeklik çözümleriyle metroloji alanında dünya lideri olan Hexagon, geniş yelpazedeki imalat denetim cihazlarını tamamlayan ve benzersiz esnek ölçüm yeteneğine sahip el tipi 3D tarama tek DEVAMI...
TOMRA, Alüminyum Geri Dönüşümünün Geleceği Hakkında Yeni Bir E-Kitap Yayınladı
Ayıklama çözümlerinin global lideri TOMRA Recycling, 8-10 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek ALUMINIUM Düsseldorf Fuarı öncesinde yeni bir e-Kitap yayınladı. Alüminyum geri dönüşümü DEVAMI...
En Çok Okunanlar Son Eklenenler
YAYIN AKIŞI
FACEBOOK
TWITTER
INSTAGRAM